Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/1670 E. 2014/2457 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1670
KARAR NO : 2014/2457
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : İzmir 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/11/2013
NUMARASI : 2013/565-2013/534

Hüküm süresi içinde davalı Sağlık Bakanlığı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı Bakanlığa ait İzmir Tepecik Hastanesinde, ihale ile üstlenilen işyerinde, davalı şirket bünyesinde 15.02.2008-23.02.2009 tarihleri arasında, yıllık izin kullanmaksızın, hafta ve genel tatil günleri dahil, fazla mesai yapmak suretiyle çalışmakta iken iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın ihbarsız ve tazminatsız şekilde feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretleri alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Nif-Tem Şirketi vekili; müvekkili firmanın asıl işveren olmadığını, diğer davalı Bakanlıktan ihale ile üstlendiği temizlik işlerini 14.02.2008 tarihinden itibaren yürüttüğünü, hizmet alım sözleşmesi hükümlerine göre personeli işten çıkarma, istihdam etme yetkisi bulunmadığını, davalı kurumun asıl işveren olarak davacının işçilikten doğan alacaklarından sorumlu olduğunu, ihale sözleşmesinin imzalanmasından önceki dönemler itibariyle asıl işveren bünyesinde müvekkili şirketin faaliyetinin bulunmadığını, iş sözleşmesinin davacının verimsizliği sebebiyle davalı idare tarafından feshedildiğni, kaldı ki iş sözleşmesinin feshedilmesi sebebiyle işçilik alacaklarının ödendiğini ve müvekkilinin ibra edildiğini, vardiya usulü ile çalışma yapılan işyerinde fazla mesai yapılmadığını, işin niteliği gereği davacının zincirleme belirli süreli iş sözleşmeleri ile çalıştığını bu sebeple davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı Sağlık Bakanlığı vekili; davacının, sözkonusu sağlık kuruluşunda hizmet alım sözleşmeleri kapsamında taşeron firma personeli olarak çalıştığını, hizmet alım sözleşmesinin 37/5. maddesinde ihbar ve kıdem tazminatı, izin ücreti ve işçilik haklarından doğan alacaklardan firmanın sorumlu olduğunu, olayda davalı idaresinin asıl işveren olmadığını, açıklanan sebeplerle müvekkili Bakanlığa husumet yöneltilemeyeceğini ve Bakanlığın sorumluluğunun bulunmadığı bu sebeple davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı taraflar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu, davacının işçilikten doğan alacaklarından davalı Bakanlığın müşterek ve müteselsil sorumlu bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucunda kararın davalı tarafından dosyaya sunulan ibraname başlıklı yazının değerlendirilmediği gerekçesi ile bozulmasına hükmedilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Karar davalı Sağlık Bakanlığı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen ibranamenin geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde bozma gereği olarak davalı işverence ibraz edilen ibraname başlıklı belgeye karşı davacı asilin, imza ve içerik bakımından beyanlarının alınmadığı anlaşılmıştır. Bozma gereği gibi davacı asilden belgeye dair beyanları alındıktan sonra emsal dosya içeriği de değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup hükmün belirtilen sebeple tekrar bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.