Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/16642 E. 2014/23012 K. 08.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16642
KARAR NO : 2014/23012
KARAR TARİHİ : 08.09.2014

MAHKEMESİ : Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2013/771-2014/204

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı işveren, davacı işçinin iş sözleşmesinin davalı işyerinde birlikte çalıştığı iş arkadaşına yönelik tacizde bulunması üzerine haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalının feshe gerekçe olarak gösterdiği haklı fesih iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı taraf, tanıkları dinlenilmeksizin karar verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğunu ileri sürerek temyiz etmiştir.
İddia ve savunma hakkı, Anayasa’nın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde “herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza da yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında, davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra, maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın açıklama ve ispat hakkını da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde taraflarca tanık isimleri mahkemeye dilekçe ile bildirilmiştir. Mahkemece 11.02.2014 tarihli celsede, davalı vekiline bildirmiş olduğu tanıkların dinlenmesi için belirlenen masrafı depo etmek üzere bir haftalık kesin süre verilmiş, davalı vekilinin belirlenen masrafı süresi içinde UYAP sistemi üzerinden mahkeme veznesine yatırdığı gözetilmeksizin davalı tarafın masrafları yatırmadığı gerekçesi ile şahitlerinin dinlenmesinden vazgeçilmesine karar verilmiştir. Hal böyle olunca davalı tarafa tanıklarını dinletme imkanı sağlanması ve tanık beyanlarının diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, davalı tanıklarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak dinlenilmeyip, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması hatalı olmuştur.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.