Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/1556 E. 2014/2599 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1556
KARAR NO : 2014/2599
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : İzmir 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2013/279-2013/535

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, 03.09.2010 tarihinde davalıya ait işyerinde çalışmaya başlayan davacının 18.10.2011 tarihinde iş sözleşmesinin sendikal nedenlerle feshedildiğini beyanla feshin geçersizliği ile işe iadesine en çok 4 aylık çalıştırılmayan süre ücretinin ödenmesine, işe iade kararına rağmen işe alınmaması halinde 12 aylık ücretinden az olmamak üzere iş başlatmama tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 23.09.2011 tarihinde metot hatası nedeni ile hatalı üretime sebep verdiğini, bu yüzden 12 işin tamir görmek zorunda kaldığını, 26.09.2011 tarihinde yine metot hatası yaparak 24 adet hatalı üretim yapığını davacının bunun üzerine savunması istenip davacının savunma vermediğini, 18.10.2011 tarihinde tekrar metot hatası yaparak bu kez 65 adet hatalı üretime sebep verdiğini bu hatanın ise 300 dakikalık bir tamir süresine neden olduğunu davacının iş sözleşmesinin verimsiz çalışması nedeni ile geçerli sebeplerle feshedildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin geçersiz nedenle feshedildiği ancak sendikal fesih iddiasının kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
İşverence yapılan feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Sendikal tazminat 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin üçüncü fıkrasında ise işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, işin sevk ve dağıtımında, işçinin mesleki ilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım ve disiplin hükümlerinde ve diğer hususlara ilişkin hükümlerin
uygulanması veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamayacağı kuralı getirilmiştir. Konuya dair bir başka güvence bahsi geçen maddenin beşinci fıkrasında öngörülmüş, işçilerin sendikaya üye olmaları veya olmamaları sebebiyle iş sözleşmelerinin feshedilemeyeceği, yine kanuna uygun sendikal faaliyetler sebebiyle işten çıkarılamayacakları ya da farklı uygulamaya tabi tutulamayacakları hükme bağlanmıştır.
İşverenin 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesinin üçüncü ve beşinci fıkralarına aykırı davranması halinde, işçinin bir yıldan az olmamak üzere sendikal tazminata hak kazanacağı hususu da kanunda ifadesini bulmuştur.
2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesinde 4773 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında, işçinin iş sözleşmesinin sendika üyeliği ya da sendikal faaliyetleri sebebiyle feshedilmesi halinde, doğrudan sendikal tazminat talep hakkının olmadığı açıklanmış, 4857 sayılı İş Kanunu’nun iş güvencesine dair hükümlerinin uygulanacağı kuralı getirilmiştir. Fesih dışında kalan sendikal nedene dayanan ayrımcılık hallerinde ise işçinin doğrudan sendikal tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır.
4773 sayılı Kanun ile sözü edilen maddeye eklenen yedinci fıkrada ise iş güvencesi hükümlerinin uygulaması dışında kalan hallerde ve feshe bağlı tazminat istekleriyle sınırlı olmak üzere ispat yükünün işverene ait olduğu öngörülmüştür. Bu durumda sendikal nedenle fesih iddiasıyla açılan feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade davasında ispat yükü, önceden olduğu gibi işçi üzerindedir. Ancak, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayan bir işçinin açmış olduğu sendikal tazminat isteklerini içeren bir davada, aksinin ispatı işverene aittir.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut olayda, mahkeme tarafından hükmüne uyulan bozma ilamında belirtilen feshin sendikal sebebe dayanıp dayanmadığı hususunda yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Her ne kadar sendika üyesi olan 32 işçinin iş sözleşmesinin feshedildiği görülmekte ise de bu işçilerin isimleri, işten çıkarılış tarihleri, aynı dönemde işten çıkarılan sendikasız işçi olup olmadığı konuları araştırılmamıştır. Feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması için belirtilen yönler gözetilerek işyerinde, belgeler üzerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle teknik bilirkişiden rapor aldırılmalı ve toplanacak deliller dosya içeriği ile yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.