Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/15026 E. 2014/18016 K. 19.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15026
KARAR NO : 2014/18016
KARAR TARİHİ : 19.06.2014

MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2014
NUMARASI : 2012/1080-2014/105

Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine, buna bağlı kanuni haklarının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPIC şirketi vekili, husumet itirazında bulunarak, davacının yer aldığı projenin sonlanması sebebiyle davacının hizmetine ihtiyaç kalmadığı gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Hazar şirketi vekili, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, proje sonlandığı için diğer davalının davacının iş sözleşmesinin sonlanmasını istediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda iş sözleşmesinin geçerli veya haklı sebeple feshedildiği hususunun davalılar tarafından ispatlanmadığı, ayrıca feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesi, yapılan projenin sona ermesi ve davacının çalıştırılabileceği başka bir kadro bulunmadığı gerekçesiyle sona erdirilmiştir. Yapılan fesih sebebine göre mahkemenin yaptığı inceleme eksik ve hüküm kurmaya yeterli değildir. Davacının yaptığı görevin gerçekten bir proje kapsamında olup olmadığı ve proje kapsamında ise bu projenin sona erip ermediği yeterince irdelenmemiştir. Mahkemece bu hususlar yeterli düzeyde araştırıldıktan sonra davacının davalı şirkette çalıştırılabileceği durumuna uygun başka boş bir kadro olup olmadığı da bilirkişi raporuna açıkça yazılmalıdır. Davacı, yargılama aşamasında davalılar arasındaki ilişkiyi asıl işveren-alt işveren ilişkisi şeklinde ifade etmiştir. Davacının bu beyanı da değerlendirilerek, toplanacak diğer deliller ile birlikte sonuca gidilmelidir. Mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmaksızın eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.06.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.