Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/14527 E. 2015/26279 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14527
KARAR NO : 2015/26279
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

MAHKEMESİ : Gördes Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/02/2014
NUMARASI : 2011/141-2014/33

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla mesai, ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, süresinde cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Dosya içeriğinden, fazla mesai ücretinin tanık beyanlarına dayalı olarak hesaplandığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, tanık Mehmet davacı ile aynı birimde çalışmadığı için beyanları fazla mesai yönünden hükme esas alınamaz. Diğer tanıklar ise 2003 yılında işyerinde çalışmaya başlamışlardır. Buna göre, öncelikle fazla mesai ücretinin 2003 yılından itibaren hesaplanması gerekirken, bu tarihten önceki dönemin hesaplanması hatalıdır.
Diğer taraftan, yine tanık beyanlarına göre, davacının taş ocağında sadece yaz dönemi olan mart ve kasım ayları arasında fazla mesai yaptığının anlaşılmasına göre, yılın tüm aylarında fazla mesai yaptığının da kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.10.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.