Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/14500 E. 2014/16535 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14500
KARAR NO : 2014/16535
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

MAHKEMESİ : Manisa 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2013/63-2014/102

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebebe dayanmaksızın işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
İş ilişkisinde işverenin işçisine karşı duyduğu şüphe, aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açmaktadır. İşverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı işçinin iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğu ortadan kalktığından, güven ilişkisinin sarsılmasına yol açan şüphe, işçinin kişiliğinde bulunan bir sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. Ciddi, önemli ve somut olayların haklı kıldığı şüphe, güven potansiyeline sahip olmaksızın ifa edilemeyecek iş için işçinin uygunluğunu ortadan kaldırdığından, şüphe feshi, işçinin yeterliliğine ilişkin fesih türü olarak gündeme gelecektir. Şüphe, fesih anında mevcut belirli objektif vakıa ve emarelere dayanmalıdır. İşverenin sırf sübjektif değerlendirmesi yeterli olmayıp, yapılan incelemede işçinin şüphe edilen eylemi işlediğinin büyük bir ihtimal dahilinde olduğu sonucunun ortaya çıkması gerekir.
Dosya içeriğinden, 17.10.1997 tarihinden beri davalı işyerinde idari işler bölümünde çalışan davacının iş sözleşmesinin, 27.12.2012 tarihinde davalı işverenin servis hizmeti aldığı firmadan işçi sayısına göre fazla servis isteyerek şirketi zarara uğrattığı, yasak olduğu halde bir servis aracına ortak olduğu gerekçesiyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2-e maddesi uyarınca feshedildiği anlaşılmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile şahit beyanlarına göre, davacının, servis araçlarının tahsisini sağlamak, personelin taşınması ile ilgili servis hizmetlerini organize etmek ve servis hizmeti yürütecek araç sayılarını tespit edip puantaj hazırlamak konusunda yetkili ve görevli olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, işveren tarafından muhtelif tarihlerde düzenlenen güvenlik raporu isimli belgeler ile, boş çıkış yapan servis araçlarının bulunduğu tespit edilmiştir. Öte yandan, yine işveren tarafından düzenlenen dahili muhaberat başlıklı belge ile, servis hizmeti sağlayan firmaya, hatalı puantaj ve hak edişlere istinaden 103.981,07 TL tutarında ödeme yapılması gerektiği belirlenmiştir. Ayrıca, şahit Kamil’de beyanında, fazla araç bildirmekten kaynaklanan 120.000,00 TL’nin servis hizmeti sağlayan firma tarafından iade edildiğini ifade etmiştir. Davacı savunmasında, servis firmasına verdiği sayının doğru olduğunu, ancak şirket çalışma düzeninin değişmesi sebebiyle servis sayılarında uyumsuzluğun meydana geldiğini belirtmiştir.
Davacının servis aracına ortak olmasına ilişkin olarak ise, tanıklar beyanlarında, davacının bir servis aracına ortak olduğunu ifade etmişlerdir.
Bütün bu açıklamalar karşısında, somut olayda, davacının fesih sebebi yapılan eylemleri kesin şekilde ispatlanamamış ise de, işverende, iş ilişkisini sürdürmesi kendisinden beklenemeyecek derecede şüphe meydana geldiği anlaşıldığından, iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandığı kabul edilmelidir. Bu anlamda, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 1.566,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 10.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.