Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/14378 E. 2014/22419 K. 11.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14378
KARAR NO : 2014/22419
KARAR TARİHİ : 11.07.2014

MAHKEMESİ : Sivas İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/12/2012
NUMARASI : 2009/185-2012/464

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacmın, davalıya ait işyerinde 25.04.2004-15.12.2008 tarihleri arasında 1.200,00 TL ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ,ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 02.11.2012 tarihli ıslah ile taleplerini artırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının davalıya ait iylerinde 11.07.2005-17.12.2008 tarihleri arasında 1.200 TL ücretle çalıştığı, iş sözleşmesinin bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle işçi tarafından haklı sebeple feshedildiği, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, ihbar tazminatına hak kazanamadığı, yıllık izin ücreti alacağı olmadığı, ücret alacağı olduğu, fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram genel tatillerde ve hafta tatillerinde çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında, hesaplamalara esas alman ücretin doğru olup olmadığı, alacaklara uygullanan faiz konusunda talep aşımı yapılıp yapılmadığı ve davalı tarafından ıslah dilekçesine karşı yapılan zamanaşımı definin dikkate alınması gerekip gerekmediği hususları uyuşmazlık konusudur.
1-Davacı 02.11.2012 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek talep miktarını bilirkişi raporuna göre artırmış fakat ıslah edilen kısımlara ilişkin olarak faiz talebinde bulunmamıştır. Kısmi ıslahta dava dilekçesinin sadece miktar yönü düzeltilmiş olup, dava dilekçesinin diğer kısımlarının geçerli olduğunun kabulü gerekir. Başka bir anlatımla, dava dilekçesinin faiz ile ilgili kısmı ıslahla artırılan miktar için de geçerlidir. Davacının faiz talebini ıslah dilekçesinde tekrar etmesinin anlamı yoktur. Aksi halde dava dilekçesinin miktar dışındaki tüm unsurlarına ıslah dilekçesinde de yer verilmesi gerekir ki, kısmi ıslahta bunun gereksizliği ortadadır. Somut olayda ıslaha konu usul işlemi dava dilekçesi olup, davacının dava dilekçesindeki diğer unsurların aynen devam ettiği yönünde iradesinin mevcut olduğu, bunun ayrıca ve özel olarak belirtilmesinin gerekmediği kabul edilmelidir. Dava konusu miktarın artırılması suretiyle davanın kısmen ıslahı ile ek dava bazı yönlerden benzerlik gösterse de, esas itibariyle farklı müesseseler olduklarından ıslahla ilgili sorunların yine ıslah müessesi çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Başka bir anlatımla kısmi ıslahla ortaya çıkan hukuki sorunların ek dava müessesi ile çözümlenmesi her zaman doğru olmaz. Bu bağlamda temerrüt dolayısıyla faizin başlangıcı ve zamanaşımına ilişkin sorunların çözümü yönünden kısmi ıslah ile ek dava paralellik göstermekte ise de, ek davada faize karar vermek için talep şartı kısmi ıslahta aranmamalıdır. Başka bir anlatımla, dava dilekçesinde faiz istenmiş olması kaydıyla, miktar artırmak suretiyle yapılan kısmi ıslahta ayrıca faiz istenmesi gerekmez.
Hal böyle olunca, mahkemece verilen kararda ıslah edilen miktarlar yönünden de faiz yürütülmesine karar verilmesi doğru ise de, ıslah ile artırılan miktarlara, temerrüd tarihi ıslah tarihi olduğundan, bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekiken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
2-Davalı vekili davacının ıslah talebine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Bu durumda, ıslahla talep edilen fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretinin ıslah tarihinden geriye doğru beş yılın dışında kalan ve dava dilekçesinde talep edilen miktardan fazla olan kısmı zamanaşımına uğramıştır. Zamanaşımı definin değerlendirilmesi için bilirkişiden ek rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla ilgili işçi ve ve içveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacının davalıya ait işyerinde 11.05.2005-17.12.2008 tarihleri arasına kesintili olarak 613 gün süreyle kamyon şoförü görevinde çalıştığı, davacının 1.200,00 TL ücretle çalıştığını, davalının ise asgari ücretle çalıştığını ileri sürdükleri, davacı tanıklarının davacıya doğruladıkları, Ticaret ve Sanayi odasınca emsal ücretin asgari ücret veya işverenin belirlediği ücret olarak bildirildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında asgari ücretle çalışmanın görüldüğü, mahkemece, davacı ve tanıklarının beyanlarına göre 1.200,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmış olup, tarafların ücret konusunda anlaşamadıkları, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ve emsal ücret bildirimi ile davacı tanıklarının ücrete ilişkin beyanlarının birbiriyle çelişiyor olması karşısında, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili kuruluşlardan emsal ücretin ne olabileceği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alman temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 11.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.