Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/13337 E. 2014/28499 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13337
KARAR NO : 2014/28499
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/01/2014
NUMARASI : 2013/916-2014/8

Hüküm süresi içinde davacı-karşı davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı- karşı davalı işveren vekili, müvekkili şirket ile davalı-karşı davacı işçi arasında 20.12.2001 tarihli iş sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davalı-karşı davacının P..- OİL isimli şirketinin kurulması aşamasında danışmanlık yapacağı ve kurulacak bu şirkette genel müdür olacağının belirlendiğini, ancak davalı-karşı davacıdan kaynaklanan sebeplerle şirketinin kurulamadığı ve işçinin verdiği hizmetin danışmanlıkla sınırlı kaldığını, tararlar arasındaki sözleşmenin 7-1. maddesi uyarınca davalı-karşı davacıya, müvekkili şirket yararına ipotek tesis etmesi şartına bağlı olarak avans transfer bedeli 250.000 ABD doları ödendiğini, aynı sözleşmede avans transfer bedelinin davalı-karşı davacı tarafından azami beş sene içinde, hak kazanacağı primlerin mahsup edilmek sureti müvekkili şirkete geri ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalı-karşı davacının avans transfer bedelini almasına rağmen şirket lehine ipotek tesis etmemediğini ve müvekkili şirketin Türkiye’deki yatırımlarına ilişkin olarak profesyonel anlamda gerekli bilgiler içeren bir plan hazırlamadığını taraflar arasındaki iş sözleşmesinin bu sebeplerle haklı nedene dayalı feshedildiğini ileri sürerek avans transfer bedelinin davalı – karşı davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı- karşı davacı vekili, uyuşmazlık konusu 250.000 ABD dolarının müvekkilinin önceki işyeri olan A.. A.Ş.’den kıdem tazminatı ve yıl sonu ikramiyesinden mahrum kalacak şekilde ayrılması için ödenen transfer bedeli olduğunu, müvekkilinin kendisine yüklenilen tüm yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen davacı-karşı davalı şirketin Türkiye ‘de genel müdürlük yapacağı şirketi kurmadığını ve müvekkilinin ücretlerini ödenmediğini, taraflar arasında 21.03.2002 tarihinde gerçekleşen toplantı sırasında işverinin bir yıllık ücretini ödemek sureti ile müvekkilinin iş sözleşmesini feshetmek istediğini, bu teklifin kabul edilmemesi üzerine de o güne kadar gündeme getirilmemiş olan transfer bedeline ilişkin ipotek tesisi istemini ileri sürdüğünü ve iş Sözleşmesinin haklı sebep dayanılmaksızın feshettiğini, taraflar arasındaki sözleşmesinin 6/1-b. maddesinde sözleşmenin işveren tarafından haksız fesih edilmesi halinde sözleşmenin sona ermesine kadar ki döneme ait ücret alcaklarının ödeneceğinin düzenlendiğini ileri sürerek, davalı-karşı davacının bakiye süre ücret alacağınıntahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir .
Bozma ilamı:
Mahkemece, yapılan ilk yargılama sonucunda tararflar arasındaki iş sözleşmesinin davalı işverenlerce haklı sebebe dayalı feshedildiği gerekçesiyle işveren tararfından açılan davanın kabulü, karşı davanın ise reddin yönünde hüküm kurulmuştur. Kararın süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 10.09.2013 tarihli 2013/20241 esas, 2013/18527 karar sayılı ilamı ile “… , 6772 sayılı Türk Ticaret Kanununun 342 maddesinde ki düzenleme gereğince, anonim şirket genel müdürleri, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu düzenleyen hükümlere tabiidir ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu da Türk Ticaret Kanununda özel olarak düzenlenmiştir. Bu uyuşmazlıklara ilişkin davalar Türk Ticaret Kanununun 4/1. madde uyarınca mutlak ticari davadır. Türk Ticaret Kanununun 5’nci maddesi uyarınca bu davalara o yerde Ticaret Mahkemesi varsa, bu mahkemenin bakması kanun buyruğudur. Somut olayda, taraflara arasında davalı-davacının şirket genel müdürü olarak görev yapması hususunda sözleşme inzalandığı anlaşılmaktadır. Görevi sebebi ile yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu düzenleyen hükümlere tabii olan davalı-karşı davacı aleyhine şirket tararfından açılan davalar yönünden Ticaret Mahkemesi görevli olacağı dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi hatalıdır … “ gerekçesi ile hüküm bozulmuştur .
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma ilamına uyulmuştur. Bozma ilamı doğrultusunda görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi yönünüde hüküm kurulmuştur.
Temyiz:
Karar, davacı-karşı davalı avukatları tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Uyuşmazlık, davaya bakma görevinin iş mahkemesine ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava ilk olarak davacı-karşı davalı işveren tarafından, Kadıköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış ve 2004/524 esas, 2005/371 karar sayılı ilamı ile davanın kabulü ile karşı davanın ise reddi yönünde hüküm kurulmuştur. İlgili kararın davalı -karşı davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından gerçekleştirilen temyiz incelemesi sonucunda, 2006/12605 esas, 2013/16491 karar sayılı ilamı ile taraflar arasındaki ilişkinin hizmet sözleşmesine dayandığı, hizmet sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların çözümünde İş Mahkemelerinin görevli olduğu, dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
Kadıköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bozma ilamına uyarak, görevsizlik kararı vermiş ve kararın kesinleşmesi üzerine dosya İş Mahkemesine gönderilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun 2011/1-768 esas, 2012/96 karar sayılı 22.02.2012 tarihli kararında belirtiliği üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 25/lll. maddesi (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 23/2. maddesi) gereğince temyiz incelemesi sonucu kesinleşmiş olan görevsizlik kararı ile yerel mahkeme bağlıdır. Mahkeme görevsiz olduğu kanısına varsa bile, davayı görmeye devam eder. Yani artık görevsizlik kararı veremez.
Temyiz incelemesi sonucu kesinleşen göreve dair kararlar davaya ondan sonra bakacak mahkemeleri olduğu gibi Yargıtay Dairelerini de bağlar.
Dairemizin 10.09.2013 tarihli 2013/20241 esas, 2013/18527 karar sayılı ilamında belirtilen bozma gerekçesinin, temyiz incelemesi sırasında dosya içerisindeki bir kısım bilgi ve belgenin gözden kaçırılması sureti ile maddi hataya dayalı olarak oluşturulduğu anlaşılmaktadır .
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli 197 /2-520 esas, 1988/89 sayılı kararında, Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması , maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kökleşmiş içtihatları maddi hataya dayanan bozma ya da onama ilamının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı yönündedir.
Bu durumda, bozma ilamının maddi hataya dayalı olduğu ve kesinleşmiş olan görevsizlik kararı ile mahkeme bağlı bulunduğu dikkate alınmakszını görecvsizlik kararı verilmesi isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.