Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/13104 E. 2014/27528 K. 14.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13104
KARAR NO : 2014/27528
KARAR TARİHİ : 14.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2012
NUMARASI : 2010/12-2012/1249

Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde 27.10.2001-17.07.2006 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı sebebe dayanılmaksızın feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesinin kimin tarafından feshedildiği ve feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
İş sözleşmesi taraflara sürekli olarak borç yükleyen bir özel hukuk sözleşmesi olsa da, taraflardan herhangi birinin iş sözleşmesini bozmak için karşı tarafa yönelttiği irade açıklamasına ilişkiyi sona erdirmesi mümkündür. Fesih bildiriminde “fesih” sözcüğünün bulunması gerekmez. Fesih iradesini ortaya koyan ifadelerle eylemli olarak işe devam etmeme hali birleşirse bunun fesih anlamına geldiği kabul edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı işveren, işçinin yurtdışı harcırah miktarının yetersiz olduğunu ileri sürerek işi bıraktığını ve iş sözleşmesini haksız feshettiğini savunmaktadır.
Her ne kadar davalı işveren tarafından dosya içerisine terk veya devamsızlık tutanakları ibraz edilmemiş ise de davalı şahitleri işverenin iddiasını doğrular nitelikte beyanda bulunmuşlardır. Davacı şahidi F.. T.. ‘in beyanlarından da, İran’a seferi dönüşünde yurt dışı harcırah miktarının arttırılması talebinde bulunan davacının, bu talebinin kabul edilmemesi üzerine “ben bu paraya çalışmam “ diyerek işten ayrıldığı sabittir. Bu durumda, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından feshedildiği ve fesih haklı sebebe dayanmadığı kabul edilmelidir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, kıdem ve ihbar tazminatı istemleri yönünden davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.10.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.