Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/12774 E. 2014/15256 K. 02.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12774
KARAR NO : 2014/15256
KARAR TARİHİ : 02.06.2014

MAHKEMESİ : Ankara 18. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2013/725-2014/145

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, Almanya vatandaşı olan müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı Köln Başkonsolosluğunda sekreter olarak çalışırken, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davanın görevsiz mahkemede açıldığını ve feshin haklı nedenle yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bir kişinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca iş güvencesi hükümlerinden yararlanması için, 4857 sayılı Kanun’un 1/1 maddesi ve 2/1 maddesi kapsamında iş sözleşmesi ile çalışması gerekir. Zira anılan Yasanın 1. maddesinin 1. fıkrasında “Bu Kanunun amacının işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek” olduğu belirtilirken, 2. maddesinin 1. fıkrasında da işçi, işveren ve iş ilişkisi tanımlanarak, “Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkinin ise iş ilişkisi” olduğu açıkça ifade edilmiştir. İş sözleşmesi tarafların karşılıklı serbest iradesi ile kurulan bir iş ilişkisidir. Taraflardan birinin serbest iradesinin bulunmadığı durumda iş ilişkisinden söz edilemez.
Taraflar arasındaki 01.11.2010 günlü tip sözleşmesinin 18. maddesinde “Bu sözleşme, 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi ve 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Kararnamenin değişik 14. maddesi uyarınca akdedilmiştir. Bu sözleşmelerde yer almayan hususlar hakkında Kararname hükümleri çerçevesinde işlem yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.
06.06.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Karar ile yürürlüğe konulan ve 28.06.1978 tarih ve 16330 sayılı Resmi Gazete’de yayınlan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslara Hakkındaki Kararname’nin, 20.2.1979 tarih ve 16556 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 09.02.1979 tarih ve 7/17150 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 14. maddesinde; “657 sayılı Kanunun değişik 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre çalıştırılacak sözleşmeli personelin (…)(1) sayısı, unvanı, nitelikleri, sözleşme ücreti ve süreleri ilgili Bakanlığın önerisi ve Devlet Personel Başkanlığının olumlu görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca saptanır. Bu saptamaya dayanılarak ilgili Bakanın onayı ile sözleşmeli personel çalıştırılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
657 sayılı Kanun’un 4/B maddesine göre ise sözleşmeli memur, “Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, kurumun teklifi üzerine Devlet Personel Dairesi ve Maliye Bakanlığının görüşleri alınarak Bakanlar Kurulunca geçici olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileri” olarak tanımlanmıştır.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 5/c maddesinde, genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları çözmekle idari mahkemelerin görevli olduğu hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, sözleşmeli personel ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararlarında ve doktrinde, idari sözleşmelerin; kamu tüzel kişileri tarafından, kamu hizmetinin yürütülmesi amacı ile tek yanlı olarak düzenlenen, yazılı, tip sözleşmeler olduğu belirtilmekte, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay’ın istikrar bulmuş içtihatlarında da, idari sözleşmelerle ilgili hususlardan doğan anlaşmazlıkların idari yargı yerinde çözümleneceği vurgulanmaktadır.
Görev kamu düzeni ile ilgilidir. Mahkeme uyuşmazlıkta görevli olduğunu her zaman dikkate almalıdır.
Yukarıdaki açıklamalara göre 06.06.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Karar ile yürürlüğe konulan ve 28.06.1978 tarih ve 16330 sayılı Resmi Gazete’de yayınlan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslara Hakkındaki Kararname kapsamında çalışanlarla yapılan sözleşmelerin iş sözleşmesi olmadığı, 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesi uyarınca bu şekilde çalıştırılan kişilerin sözleşmeli personel olacağı ve işçi sayılmayacakları ve çalıştıkları kurumla arasında çıkan uyuşmazlılarda idari yargının görevli olacağı açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı kurum arasında iş ilişkisi bulunmadığı, davacının 657 sayılı Kanun kapsamında sözleşmeli personel olarak çalıştığı ve statü hukukuna tabi olduğu, uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği anlaşıldığından, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.