Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/12773 E. 2014/15255 K. 02.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12773
KARAR NO : 2014/15255
KARAR TARİHİ : 02.06.2014

MAHKEMESİ : Ankara 18. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2014
NUMARASI : 2013/228-2014/129

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı T.. K..’nun asıl, diğer davalı R.Sos. Hiz. Pro. İns. Kay. Gıda. İnş. Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ise alt işveren olduğu işyerinde 21.06.2011-06.03.2013 tarihleri arasında prodüksiyon amir yardımcısı ve yapım yöneticisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı TRT vekili, müvekkilinin yardımcı hizmet işlerini diğer davalı R.Şirketine verdiğini, bu nedenle davanın taraf sıfatı yokluğundan reddedilmesi gerektiğin belirterek davanın reddini istemiş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı tarafça fesih için açık ve kesin bir gerekçenin bildirilmediği ve davacının hangi objektif kriterlere uyularak işten çıkartıldığının ortaya konmaması nedeniyle feshin geçersi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının TRT Kurumunda işe iadesine karar verilmiş, karar davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık feshin geçerli olup olmadığı ve davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmakta olup, asıl ve alt işveren arasında muvazaa olması halinde işçinin gerçek işveren nezdindeki işine iade edilmesi gerekecektir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin 7. fıkrasına göre asıl işin bir bölümü, ancak teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirmesi varlığı halinde alt işverene verilebilecektir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde yasa koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işveren verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir.
İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek istenmiş ve 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesinde bu konuda bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir.
5538 sayılı Kanun ile 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesine bazı fıkralar eklenmiş ve kamu kurum ve kuruluşlarıyla sermayesinin yarısından fazlasının kamuya ait olduğu ortaklıklara dair ayrık durumlar tanınmıştır. Bununla birlikte maddenin diğer hükümleri değişikliğe tabi tutulmadığından, asıl işveren alt işveren ilişkisinin öğeleri ve muvazaa öğeleri değişmemiştir. Öyle ki, alt işveren verilmesi mümkün olmayan bir işin bırakılması ya da muvazaalı bir ilişki içine girilmesi halinde işçilerin baştan itibaren asıl işverenin işçileri olarak işlem görecekleri 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesinin 7. fıkrasında açık biçimde öngörülmüştür. Kamu işverenleri bakımından farklı bir uygulamaya gidilmesi hukuken korunmaz. Gerçekten muvazaalı ilişkide işçi, gerçek işverenin işçisi ise, kıdem ve unvanının dışında bir kadro karşılığı çalışması ve diğer işçilerle aynı ücreti talep edememesi, 4857 sayılı Kanun’un 5. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesine aykırılık oluşturur.
Davalılar arasında yapılan sözleşme şartları incelendiğinde davalı Kurumun yardımcı işlerini alt işverene vermesi 4857 sayılı Kanun’un 2/6-7. maddesi uyarınca mümkün olduğu ve davalılar arasında muvazaalı bir ilişkinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan davacının davalı R. S. Hiz. Pro. İns. Kay. Gıda. İnş. Taş. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ndeki işine iadesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucunda davalı TRT Kurumu’ndaki işyerine iadesine karar verilmesi doğru olmamıştır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulamasına göre davacı işçinin alt işveren R. Şirketine ait işyerine işe iadesine, asıl işveren olarak TRT Kurumu’nun 4857 sayılı Kanun’u gereği boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatından müteselsilen sorumluluğuna karar verilmelidir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE VE DAVACININ Davalı R.S. Hiz. Pro. İns. Kay. Gıda. İnş. Taş. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait işyerindeki işine iadesine,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih nedeni ve kıdemi dikkate alınarak dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 195,15 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, kesin olarak oybirliğiyle 02.06.2014 tarihinde karar verildi.