Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/11420 E. 2014/11385 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11420
KARAR NO : 2014/11385
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 20. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/01/2014
NUMARASI : 2013/741-2014/29

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili müvekkilinin 14.12.2010 tarihinden beri davalı şirkette çalıştığını, işveren tarafından 30.09.2011 tarihinde iş akdinin haksız şekilde son verildiğini, iş akdi feshedildiğinde müvekkilinin davalı şirkette eczane grubu satış müdürü olarak görev yaptığını, davalı T.T.M Pazarlamanın kozmetik ve sağlık ürünlerinin satış ve pazarlamasını yaptığını, davalı şirketin satış pazarlama direktörü tarafından 30.09.2011 tarihinde Y….’deki şirket merkezine çağrıldığını şirket merkezine giden müvekkiline “şirkette yeni bir sistem kuruyoruz. Bu yeni sistemde seninle çalışmayı düşünmüyoruz” denilerek sözlü olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshedildiğine dair bir yazının kendisine verilmesini istediğini herhangi bir yazı verilmediğini belirterek feshin geçerli sebeple yapılmadığının tespiti ile geçersizliğini, müvekkilinin işe iadesini, iade edilmediği taktirde çalıştığı süre dikkate alınarak altı aylık brüt maaşı üzerinden işe başlatmama tazminatı ile çalışılmayan süreler için doğmuş bulunan dört aylık ücret ve diğer haklarının müvekkiline ödenmesini dava masrafı ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile şirket genel müdürü birlikte yaptıkları denetimde davacının fazla prim almak amacıyla çok miktarda ürünü müşterisi olan eczanelere verdiğini ve bu ürünlerin büyük bir kısmının geri iade edildiğinin tespit olunduğunu, davacının bunun üzerine işe gelmediğini ve tebligatı da almadığını, davacının ifade ettiği gibi kısa süre içerisinde önemli başarılar elde ettiğini düşünerek müvekkili şirkette terfi ettirildiğini, ancak davacı ile şirket genel müdürü birlikte müşteri eczaneleri denetlediklerinde ecza depolarına davacının yüksek miktarda prim almak amacıyla çok miktarda mal depoladığını ve bunların geri iade edileceğini bildirdiğini, hızla terfi ettirilen işini iyi yapan bir çalışanın sebepsiz olarak işten çıkarılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının gerçek durumu gizlediğini, davacının işe iade talebinin haksız ve yersiz olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece tüm dosya kapsamından iş sözleşmesinin davalı işverence haklı veya geçerli sebeple feshedildiği ispat edilemediği gerekçesi ile davacının işe iadesine karar verildiği, Dairemizce yapılan incelemede haklı feshe gerekçe gösterilen siparişler ve sipariş iptallerine ilişkin belgelere göre davacının haksız prim alıp almadığı, davacının eczanelere taleplerinin üzerinde ürün gönderip göndermediği hususlarında eksik inceleme sebebiyle kararın araştırmaya yönelik bozulmasına hükmolunduğu, mahkemece bozma ilamına uyulması üzerine alınan bilirkişi raporu doğrultusunda işverenin feshe gerekçe gösterdiği hususları ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Davacı işçinin 02.02.2011 -30.09.2011 tarihleri arası davalı şirketin eczane grubu satış müdürü olarak çalıştığı, ecza depolarına yüksek miktarda prim almak amacıyla, çok miktarda mal depoladığı ve bunların iade edileceği müşteri eczaneler tarafından bildirilmesi üzerine davacının iş sözleşmesinin davalı şirket tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda mahkemece karara esas teşkil eden bilirkişi raporuna göre dosyaya sunulan sipariş formları değerlendirildiğinde davacının yaptığı satışın çok üzerinde iade faturasının ibraz edildiği, yapılan incelemede iade faturalarının büyük kısmının davacıya ait olmadığı ayrıca davacıya sattığı ürünler üzerinden prim ödemesi yapıldığına ilişkin davalı işveren tarafından hiçbir belge sunulmadığı ve davacının sipariş aldığı ürünlerinin çoğunun iade edildiğinin ispat edilemediği gerekçesi ile feshin geçersizliğine karar verilmişse de dosya kapsamında davacının sorumlu olduğu ecza depolarından davalının iddia ettiği gibi ciddi miktarda ürünün iade edildiği ancak davacının sözkonusu malların siparişinden menfaat elde ettiğinin belirlenemediği anlaşılmasına göre davalı tarafından davacıya duyulan güvenin zedelendiği, işverenden artık iş ilişkisini sürdürmesi beklenemeyeceği gözetilerek objektif iyi niyet kurallarına göre feshin geçerli sebebe dayandığı kabulü gerekir. Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 422,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 05.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.