Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/10679 E. 2014/8827 K. 21.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10679
KARAR NO : 2014/8827
KARAR TARİHİ : 21.04.2014

MAHKEMESİ : Oltu Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2013/739-2013/1313

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı şirketin Ayvalı baraj inşaatı nedeni ile malzeme ve personel taşıma işini kendi aracı ile yapmak üzeri anlaştıklarını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini belirterek bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı şirket vekili davacı ile aralarında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, davaya bakmakla Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğunu belirterek görev ve yetki itirazında bulunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında imzalanan sözleşmede Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edildiğinden Ankara İş Mahkemesine yetkisizlik kararı verilmiştir.
Kararı süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda taraflar için kazanılmış hak da söz konusu olmaz.
4857 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca “İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme (emek) ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici unsurlarıdır.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında imzalanan personel taşıma işi sözleşmesinde, davacının davalı şirketin Ayvalı barajı ve HES inşaatındaki malzeme ve personel taşıma işini kendisine ait 25 NE 447 plakalı araçla, aracın üzerinde davalı şirketin servisi levhasını bulundurarak yapacağı kararlaştırılmıştır. Araçta çalışacak şoförlerin listesinin önceden davacı yüklenici tarafından davalı idareye verileceği, yüklenicinin iş sağlığı ve güvenliği tüzüğü hükümlerine göre şoförlerin sağlığını korumak ve hertürlü sağlık tedbirlerini almak zorunda olduğu düzenlenmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki ilişkide iş sözleşmesinin unsurları oluşmamıştır ve işçi- işveren ilişkisinden bahsedilemez. Davaya bakmakla genel mahkemeler görevlidir. Mahkemece, davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile bakılmalı ve bundan sonra; yetki itirazı konusunda, uyuşmazlığın niteliği, görevli mahkeme ve yargılama usulüne göre bir değerlendirme yapılmalıdır. Yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.04.2014 günü oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Dava, kıdem, ihbar tazminatı ile maddi tazminat isteminin tahsiline ilişkindir.
Yerel mahkeme, davayı yetkisizlik gerekçesi ile reddetmiş, yapılan temyiz üzerine karar Dairemizce, önce görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Kanaatimce bozma gerekçesi dosya kapsamı ile tam örtüşmemektedir.
Yerel mahkeme olayı tam aydınlatmadan sonuca gitmiştir.
Davacının personel taşıyan araçta bizzat şöförlük yapıp yapmadığı dosya kapsamından tam anlaşılamamaktadır.
Eğer davacı bizzat şöförlük yapıyor ise işçi sayılmalı ve kıdem, ihbar tazminatı yönünden iş mahkemesi görevli kabul edilmelidir.
Davacı araçta bizzat çalışmıyor ise bu takdirde işçi olup, olmadığı hususu tartışılmalıdır.
Maddi tazminat isteği konusunda iş mahkemesinin görevli olup, olmadığı hususu da mahkemece tartışılmalı, oluştuğu iddia edilen zararın, davacının işçi sıfatından dolayı uğranılan bir zarar mı olduğu yoksa personel taşıma ihalesini alan müteahhit sıfatından kaynaklanan bir zarar mı olduğu değerlendirilmeli ve sonucuna göre görev konusu karara bağlanmalıdır.
Tüm bu hususlar açıklığa kavuşturulmadan ve değerlendirilmeden sonuca gidilemeceyeği düşüncesi ile sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum. 21.04.2014