Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/9990 E. 2014/4879 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9990
KARAR NO : 2014/4879
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

MAHKEMESİ : Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/02/2013
NUMARASI : 2012/119-2013/98

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalıya ait işyerinde mali işler sorumlusu olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin işverence geçerli neden olmaksızın feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine, işe iadeye ve yasal haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacı tanıklarından şirket yetkililerinden A. G. beyanı dikkate alınarak, feshin geçerli nedenle yapılmadığı gerekçesiyle işe iadeye karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İşçinin geçerli bir feshe neden olabilecek davranışları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı nedenlerden farklıdır. Yargılama sırasında bu nedenlerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun’un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
Somut olayda, mali işler sorumlusu olarak çalışan davacının iş sözleşmesi işverence, avans prosedürlerine aykırı şekilde iş avansı ve personel ücreti avansı kullanarak işverenin güvenini kötüye kullanması, avans talep formu düzenlememesi, iş avansını hangi işle ilgili istediğinin ve kim tarafından onaylandığının anlaşılamaması, harcamalarını belgeleyememiş olması, uygulamaya aykırı olarak avans ödemelerini banka yerine kasadan alması, mali hesaplarda geriye dönük işlemler yapması, iş avansı hesabından geriye dönük olarak personel ücret hesabına aktarım yapması, onay hiyerarşisine uymaması, onaysız ücret avansı kullanması nedenleriyle şirket ile olan güven ilişkisinin ortadan kalkması sebep gösterilerek ve 4857 sayılı Kanun’un 17. maddesine göre iş sözleşmesinin sonlandırıldığı bildirilerek feshedilmiştir. Dosya içeriğine göre, işyerinde personelin avans kullanmasına dair bir prosedür uygulandığı, avans talimatnamesi ve davacının da bu yöndeki çeşitli taleplerinden anlaşılmaktadır. Davalı tarafından sunulan belgeler ve yargılama sırasında dinletilen davalı tanık beyanları ile davacının işyerinde uygulanmakta olan avans kullanma sistemine birden fazla aykırı davranmış olduğu sabittir. Bunun dışında denetim sonucu kasada açık olduğu anlaşılan para nedeniyle personeli etkileyerek kayıtları eski tarihli olarak değiştirmeye çalıştığı, bu şekilde işvereni yanıltma çabasına girdiği de açıktır. Davacı tanığı olarak dinlenen şirket yetkililerinden Andrea Ghezzi’nin tüm bu işlemlerden haberdar olduğunu, davacıya avans kullanımı konusunda sözlü olarak kendisinin talimat verdiğini söylemesi, işçinin belirtilen eylemlerinin işverenin güvenini sarsıcı nitelikte olduğu gerçeğini değiştirmez. İşçinin hizmet süresine göre bu eylemleri gerçekleştirmesi iş akışını bozucu niteliktedir. Davacının yerine getirdiği işin niteliği ve işverenin ticaret şirketi olduğu da dikkate alındığında, artık işverenden iş ilişkisini devam ettirmesi normal ölçülerde beklenemez. Fesih geçerli nedene dayanmaktadır ve davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 06.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.