YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9821
KARAR NO : 2014/10622
KARAR TARİHİ : 30.04.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2010/609-2013/182
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının genel müdür olarak 30.09.2007 tarihinde davalı şirkette çalışmaya başladığını, 04.11.2009 tarihinde de herhangi bir sebep gösterilmeksizin ve tazminat, yıllık izin ücreti ve bir kısım ücret alacağı ödenmeksizin iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının davalı şirketten 18.636,16 TL kıdem tazminatı, 7.116,74 TL yıllık izin ücreti ve 30.09.2007 – 04.11.2009 tarihleri arasında 66.386,10 TL bakiye ücret alacağı kaldığını iddia ederek kıdem tazminatı, bakiye ücret, yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iddia edilen tarihlerde fabrikanın faaliyete geçmediğini, davacının taleplerinin mümessillik yaptığı zamanları şirkette çalışmış gibi gösterip haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, davacının davalı şirkette 18.04.2008 tarihinden 19.10.2009 tarihine kadar çalışıp sağlık sorunlarının engel olması nedeniyle ayrıldığını, davacının izinlerini kullandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin haklı bir sebep yokken davalı işverence feshedildiği, diğer taleplerine ilişkin alacakları da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”
Somut olayda, davacı tarafından dava dilekçesinde 7.116,00 TL izin ücreti alacağı olduğu ifade edilmiş, davacı tarafından sunulan cari hesap ekstresinde de bu tutar yazılmıştır. Buna rağmen mahkemece bu miktarın üzerinde bir yıllık izin ücretine hükmedildiği görülmektedir. Ayrıca verildiği iddia ve ispat olunmayan bir ihbar süresinin davacının kıdemine eklenerek talebi aşacak biçimde bir hizmet süresinin belirlendiği gözlemlenmektedir. Bu şekilde yukarıda değinilen taleple bağlılık kuralına aykırı davranılması isabetsizdir.
3-Diğer taraftan halen yürürlükte olan 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesinde, “Toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleriyle belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez” şeklinde kurala yer verilmiştir.
Belirtilen üst sınır, “genel tavan” olarak adlandırılabilir. En yüksek devlet memuru da Başbakanlık Müsteşarı olduğundan genel tavan, bu görevdeki kişinin emekliliği halinde Emekli Sandığınca ödenecek olan bir yıllık ikramiye oranını geçemeyecektir.
Kıdem tazminatı tavanına ilişkin kural kamu düzenine ilişkin olup, mutlak emredici niteliktedir.
Somut olayda kıdem tazminatı tavanını aşacak biçimde kıdem tazminatına hükmedilmesi de yerinde olmamıştır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.