Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/9816 E. 2014/10617 K. 30.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9816
KARAR NO : 2014/10617
KARAR TARİHİ : 30.04.2014

MAHKEMESİ : Ağrı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2013
NUMARASI : 2012/574-2013/27

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 01.07.2004-01.05.2012 tarihleri arasında kaporta ustası olarak 1.350,00 TL ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işverence haksız sona erdirildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, sosyal yardım, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı iddialarının yerinde olmadığını, davacının istifa ettiğini, alacağı olmadığını, zamanaşımı itirazları olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesini haklı bir neden yokken feshettiği, fazla çalışma ücreti dışındaki taleplerinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve yapmışsa miktarı ile fazla çalışma ücretinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma ücreti çıplak ücret üzerinden hesaplanmalıdır. Ücretin eki niteliğindeki kira yardımı gibi ödemeler fazla çalışma ücretinin hesaplanmasında dikkate alınmaz. Somut olayda davacının giydirilmiş ücreti ile bunun asgari ücrete oranlanması neticesinde bulunan oran dikkate alınarak tespit edilen dönem ücreti fazla çalışma ücretinin hesaplanmasına esas alınmıştır. Bu durum ise fazla çalışma ücretinin çıplak ücret üzerinden hesaplanması gerektiği kuralına aykırıdır.
Diğer taraftan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca; ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir.
Somut olayda davacının günlük fiili çalışma süresi belirlenirken ara dinlenmelerinin dikkate alınıp düşülmemesi de isabetsizdir.
3- Islah taraflara karşı tarafın muvafakati olmaksızın yapılan usul işlemlerini değiştirebilme imkanı veren bir usul hukuku kurumudur. Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir.
Somut olayda davanın kısmi dava olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Davacının ıslah işlemi yaptığına dair duruşma tutanağına geçirilmiş sözlü beyan ya da ıslah dilekçesi dosya kapsamında bulunmamaktadır. Usulüne uygun bir ıslah olmaksızın bilirkişi raporunda belirlenen tutara hükmedilmesi de yerinde değildir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.