Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/9663 E. 2014/11105 K. 02.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9663
KARAR NO : 2014/11105
KARAR TARİHİ : 02.05.2014

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2012/23-2013/161

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işyerinde kapıcı olarak çalıştığını, işine davalı işveren tarafından son verildiğini, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izini hafta tatili, genel tatil, ihtar masrafı ve fazla çalışma alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre; davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır
Fesih bildiriminde “fesih” sözcüğünün bulunması gerekmez. Fesih iradesini ortaya koyan ifadelerle eylemli olarak işe devam etmeme hali birleşirse bunun fesih anlamına geldiği kabul edilmelidir. Bazen fesih işverenin olumsuz bir eylemi şeklinde de ortaya çıkabilir. İşçinin işe alınmaması, otomatik geçiş kartına el konulması buna örnek olarak verilebilir. Dairemizce, işverenin tek taraflı olarak ücretsiz izin uygulamasına gitmesi halinde, bunu kabul etmeyen işçi yönünden “işverenin feshi” olarak değerlendirilmektedir.
Fesih bildirimi karşı tarafa ulaştığı anda sonuçlarını doğurur. Ulaşma, muhatabın hâkimiyet alanına girdiği andır. Somut olayda; davalı işyerinin 01.05.2011 tarihli karar defterinde belirtildiği gibi doğalgaza geçmesi sebebiyle işyerinde kapıcı olarak çalışan davacının işine son verildiği anlaşılmıştır. Davacı dava dilekçesinde ise, 15.06.2011 de işine son verildiğini ancak 22.07.2011’e kadar da çalışabileceğinin söylendiğini beyan etmiştir. Mahkemece de davacının iş sözleşmesinin 01.05.2011 tarihinde sona erdiğinin kabulü karşısında, davacının ihbar süresi kadar bir süre çalışmaya devam ettiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davacıya ihbar öneli kullandırılmış olup davacının ihbar tazminatı talebinin reddi gerekmektedir. Davacının ihbar tazminatı isteğinin kabul edilerek hüküm altına alınması isabetsizdir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda; davacının kapıcı olarak çalışmış olduğu davalı işyerinin on dört daireli bir apartman olduğu, çalışma biçimi birlikte gözetildiğinde davacının fazla çalışma yapmadığı haftalık 45 saatlik yasal çalışma süresini aşan çalışmasının olmayacağı dosya kapsamından anlaşıldığından, fazla çalışma ücreti isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Dava konusu alacaklar için davacının 09.11.2012 tarihinde ıslah dilekçesi verdiği, buna karşın davalının süresinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece ıslahla arttırılan miktar itibariyle davalının süresinde yaptığı zamanaşımı def’i değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.