Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/9579 E. 2014/10104 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9579
KARAR NO : 2014/10104
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/03/2013
NUMARASI : 2011/611-2013/217

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili müvekkilinin davalı firmada düğün organizasyon süsleme işçisi olarak aylık net 1.000,00 TL ücret karşılığı 15.12.2009-31.01.2011 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve ücret alacağının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davacının asgari ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin müvekkilinin yeni ihale alamaması ve davacının yapabileceği bir iş kalmadığı gerekçesi ile feshedildiğini ve davacının taleplerinin reddini savunmuştur.
Mahkemece bilirkişi hesaplamaları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
Karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda şahit beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacı işçi aylık net 1.000,00 TL ücret aldığını iddia etmiş, davalı taraf davacının asgari ücretle (brüt 796,50 TL) çalıştığını savunmuştur. Davacıya ait ücret bordroları ibraz edilmiş olup, imzasız 2011 yılı Ocak ayı bordrosuna göre davacının aylık çıplak ücretinin brüt 796,50 TL olduğu anlaşılmaktadır. Dinlenen davacı şahidi D.. İ.. “…davacı en son 1.000,00 TL ücret alıyordu…” şeklinde beyanda bulunmuştur. Emsal ücret araştırması yapılmamıştır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının en son aylık net 1.000,00 TL (brüt 1.396,85 TL) ücret aldığı, kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Mahkemece, yukarıda açıklanan şekilde emsal ücret araştırması yapılarak sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Karara esas teşkil eden raporda, fazla mesai alacağının işyerinde 2010 yılı Eylül ayı ile 2011 Ocak ayı arası dönemde çalışan davacı şahidinin beyanları esas alınarak hesaplandığı anlaşılmaktadır. Davacı şahidinin fazla mesaiye ilişkin beyanlarının davacı işçinin tüm çalışma süresine uygulanması hatalı olup, öncelikle davacının 2010 yılı Eylül ayı ile 2011 Ocak ayı arası döneme ilişkin olarak fazla çalışmasını ispat ettiği gözetilerek fazla mesai ücreti hesaplanmalı ve dosya kapsamında yapılan işin niteliği dikkate alınarak davacının haftada on sekiz saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek fazla mesai ücreti alacağı belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde fazla mesai ücreti hesabı yapılması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.