Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/9507 E. 2014/9759 K. 25.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9507
KARAR NO : 2014/9759
KARAR TARİHİ : 25.04.2014

MAHKEMESİ : Orhaneli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2012/139-2013/29

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili davacının, davalı S.. B..na bağlı Orhaneli Devlet Hastanesinde altişverenlerin işçisi olarak 01.05.2000-30.03.2012 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin emeklilik sebebi ile sona erdiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalardan tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davacının 01.05.2000 ile 30.03.2012 tarihleri arasında 11 yıl, 10 ay, 29 gün asıl işverene ait işyerinde alt işverenlerin işçisi olarak temizlik işinde asgari ücretle çalıştığı, davalılar arasında asıl altişveren ilişkisi bulunduğu, iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle sona erdiği gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı S.. B.. temyiz etmiştir.
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, ulusal bayram genel tatil ücretinden hakkaniyet indirimi yapılması gerekip gerekmediği, kıdem tazminatına uygulanan faizin başlangıç tarihi ve davalı Bakanlık hakkında hükmedilen harç giderinin doğru olup olmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda mahkemece, davacının haftanın 6 günü 07:00-15:00 saatleri arasında 1/2 saatlik ara dinlenme süresinin düşülmesiyle günde 7,5 saat, hafta da ( 6 x 7,5 )= 45 saat çalıştığı, davacı şahitleri haftalık 48 saat çalışma süresini tamamlamak için 8 saat fazladan çalıştıklarını beyan ettiklerinden, 45 saati aşan 3 saatlik fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de, davacı şahitlerinin beyanlarına göre davacının, haftada 6 gün 07:00-15:00 saatleri arasında günlük 8 saat çalıştıkları, yarım saat ara dinlenmesinin düşülmesiyle haftalık 45 saat çalıştığı anlaşılmaktadır. Şahitler haftalık 48 saat çalışma saatini tamamlamak için fazladan çalıştıklarını beyan etmişler ise de haftalık çalışma süresinin 48 saat olduğuna dair belge bulunmadığı gibi, haftalık kanuni çalışma süresinin haftada üç saatlik süreyle, hangi günlerde, hangi şartlarda, hangi işçiler tarafından çalışılarak aşıldığı hususlarıda açıklanmamıştır. Halböyle olunca, fazla çalışma ücreti talebinin ıspatlanamadığmdan reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Kabule görede, fazla çalışma ücretinden hakkaniyet indirimi yapılmaması doğru değildir.
4-Dairemizce ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde, takdiri indirim yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Ancak, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının taktiri delil niteliğindeki şahit anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Yargılama aşamasında, davacının ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı şahit beyanlarıyla tesbit edilerek, uzun bir süre için alacak miktarı yüksek olarak hesaplanmıştır. Bu durumda, dava konusu bu alacaktan takdiri indirim yapılması gerekirken hatalı yorum ile yazılı şekilde karar verilmesi yanlış olmuştur.
5-4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga1475 sayılı İş Kanun’un 14. maddesinde, işçinin iş sözleşmesini bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumundan yaşlılık aylığı almak amacıyla feshetmesi durumunda, kıdem tazminatına hak kazanacağı öngörülmüş ve yine aynı maddede, iş sözleşmesinin bu amaçla feshinden söz edilebilmesi için sözleşmeyi işçinin feshetmiş olması, feshin emekli (yaşlılık) aylığı almak amacıyla yapılmış olması ve işçinin sosyal güvenlik kurumuna başvurduğunu ve aylığı hak kazandığını belgelemesi gerektiği belirtilmiştir. Kanunda ön görülen belgeleme şartına uyulmaması hali kıdem tazminatının gecikme faizinin fesih tarihinden değil dava tarihinden başlatılması sonucunu meydana getirir. Başka bir anlatımla bu yön iş verenin kıdem tazminatı borcu bakımında hangi tarihte temerrüde düştüğünün tespitinde belirleyici olur.
Mahkemece, davacının emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini feshettiğini işerene bildirip bildirmediği araştırılarak, bildirmiş ise şimdiki gibi, bildirmemiş ise dava tarihinden itibaren kıdem tazminatına faiz yürütülmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi ve davalı Bakanlık harçtan muaf olduğu halde harç giderinden diğer davalı şirketle birlikte sorumlu tutulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 25.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.