Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/8776 E. 2014/8472 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8776
KARAR NO : 2014/8472
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2011/440-2013/92

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, iş sözleşmesinin feshi üzerine açtığı işe iade davasının yargılaması sonucunda feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verildiğini, kararın onanarak kesinleştiğini, kanuni süresi içerisinde noter kanalıyla davalı işverene müracaat ettiğini, davalı işverenin ihtarnameye verdiği cevapla işe başlama talebini kabul ettiğini ve 06.04.2011 tarihinde şirket merkezinde hazır bulunmasını istediğini ancak bu ihtarının kendisine davet gününden bir gün sonra 07.04.2011 tarihinde tebliğ edilmesi sebebiyle davete icabet edemediğini, bunun üzerine davalıya tekrar ihtarname göndererek yeni bir gün bildirilmesini talep ettiğini, davalının gönderdiği ihtarname ile 25.04.2011 tarihinde şirket merkezinde hazır bulunması gerektiğinin bildirildiğini, belirtilen tarihte işyerinde hazır bulunmasına rağmen davalı işveren tarafından işe başlatılmadığını belirterek işe başlatmama tazminatı ile çalışılmayan dönem ücret alacağının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işe iade kararından sonra müvekkili şirkete başvurarak işe başlatılmayı talep etmesi üzerine 06.04.2011 günü işe başlamak üzere davet edildiğini, davacının ihtarnamenin kendisine 07.04.2011 tarihinde tebliğ edildiğini belirterek yeniden işe başlama tarihi talep etmesi sebebiyle bu kez 25.04.2011 tarihinde işe başlaması hususunda davette bulunulduğunu, işe başlamayan davacıya davalı işveren tarafından keşide edilen İstanbul 7. Noterliği’nin 03.05.2011 tarihli ihtarnamesi ile işyerinin şartlarının hazır olduğunu ve işe giriş bildirgesinin de Sosyal Güvenlik Kurumu’na verildiğinin ve işe gelmemesinin mazeretlerini bildirmesi konusunda uyarıda bulunulduğunu, Nisan 2011 ayında işe devam etmeyen davacı hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu’na beş gün devamsızlık için bildirge verildiğini, yine Mayıs ayında işe devam etmeyen davacı hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu’na yirmiüç gün devamsızlık için bildirge verildiğini ve ihtarnameye rağmen mazeretini bildirmeyen davacının çıkışının 23.05.2011 tarihli çıkış bildirgesi ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı işverenin davacıyı işe iade davetinde samimi olmaması ve bunun sonucu olarak işe iadenin gerçekleşmemesi gerekçesi ile alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İşe iade davası sonunda işçinin başvurusuna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret alacağı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur.
İşveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en çok sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir.
Somut olayda, kesinleşen işe iade kararının davacı işçiye tebliği üzerine davacı işçi, süresi içersinde 09.03.2011 tarihinde noter aracılığıyla davalı işverene işe iade başvurusunda bulunmuş, davalı işverene söz konusu başvurunun tebliği üzerine davalı işveren bir aylık süre içerisinde 01.04.2011 tarihinde noterden çektiği ihtar ile davacı işçiye en geç 06.04.2011 günü sabah saat mesai saati itibariyle işbaşı yapmasını bildirmiştir. Ancak söz konusu tebligat davacı işçiye, işe başlaması gereken tarihten sonra yani 07.04.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı, 07.04.2011 tarihli ihtarname ile durumu işverene bildirmesi üzerine, işveren tarafından gönderilen 14.04.2011 tarihli ihtarname ile davacının 25.04.2011 tarihinde davacının işe başlaması için gönderilen ihtar ise davacıya 18.04.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı işçinin, 25.04.2011 günü işe başlamak için işyerine gittiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı işçi, işverenin kendisini işe başlatma hususunda samimi olmadığını, davalı işveren ise, davacının işe başlamak için geldiği tarihte başka işyerinde çalıştığını ve davacının işe başlama talebinin samimi olmadığını savunmuştur. Dosyaya davacı tarafından işyerine gittiği, kendisine muhatap bulamadığına ilişkin tutanak ibraz edilmiş, davalı ise davacının devamsızlığına ilişkin tutanaklar ibraz etmiştir. Dosya içeriğine göre, davacı işçinin yapılan davet üzerine işyerine gittiği, işyerinde davacı için oda tahsis edildiği ancak davacının daha önce kendisine tahsis edilen odanın verilmediği, işyerinde kendisine muhatap bulamadığı gerekçesi ile tutanak tanzim ederek işyerinden ayrıldığı anlaşılmaktadır. Davacı işçinin işe davet edildiği tarihlerde başka bir işyerinde çalıştığı hususuda sabittir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında, davalı işverenin davacıyı işe başlatmak istediği halde davacının haklı bir neden olmadan işe başlamadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan sebeplerle davacının süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması sebebiyle, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı anlaşıldığından, davacı işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun’un 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmayacağından davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı gerekçelerle kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.