Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/8747 E. 2014/8347 K. 16.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8747
KARAR NO : 2014/8347
KARAR TARİHİ : 16.04.2014

MAHKEMESİ : Nevşehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2013
NUMARASI : 2012/241-2013/42

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin Ürgüp Belediye Başkanlığında çalışmakta iken 04.11.2011 tarihinde N.. M.. bünyesine atandığını, 15.01.1992 tarihinden bu yana işçi statüsünde çalıştığını ve belediyesinin yıllık ücretli izinlerini kullandırtmadığını, emekli olmak istediğinde yıllık ücretli izin hakkından feragat etmesi halinde emekli olabileceğinin söylenmesi üzerine çaresizlik içinde emeklilik talep dilekçesine ücretli izin hakkından feragat ettiğini de yazarak imza ettiğini ve emekli olduğunu, kanuni olarak izin hakkından feragatin mümkün olmadığı bir anda zorla elinden emeklilik talep dilekçesinin izin alacağına yönelik yönlerinin hukuken geçersiz kabul edilmesi gerektiğini iddia ederek yıllık ücretli izin alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının kullandırılmayan ve ücretleri ödenmeyen yıllık izinleri bulunduğu ve yıllık izin ücreti alacaklısı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 35. maddesinin 2. fıkrasında, “Toplu iş sözleşmesi en az bir ve en çok üç yıl süreli olarak yapılabilir. Toplu iş sözleşmesinin süresi, sözleşmenin imzalanmasından sonra taraflarca uzatılamaz, kısaltılamaz ve sözleşme süresinden önce sona erdirilemez.” denilerek toplu iş sözleşmelerinin asgari ve azami süresi tespit edilmiştir.
Diğer taraftan toplu iş sözleşmesinin normatif hükümlerinin art etkisi bir kenara bırakılacak olunursa toplu iş sözleşmeleri sadece yürürlükte olduğu dönemle sınırlı uygulanma kabiliyetine sahiptir.
Somut olayda ise davacının hak kazandığı yıllık izin süreleri dosyada yer alan en son dönem toplu iş sözleşmesinin 35. maddesine göre belirlenmiştir. Ancak bu belirleme davacının tüm çalışma süresi, bir başka ifadeyle 15.01.1992-14.05.2012 tarihleri için yapılmıştır. Oysa az önce ifade edildiği gibi en son toplu iş sözleşmesinin izin süresine ilişkin hükmünün yürürlükte olmadığı önceki dönem için uygulanması doğru değildir. Şu halde mahkemece yapılacak iş, önceki dönem toplu iş sözleşmelerinin dosyaya dahil edilerek davacının da bu toplu iş sözleşmelerinden yararlanma şartlarını taşıyıp taşımadığı da netleştirildikten sonra dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirme yapılarak davacının kullanmadığı ve ücretini talep edebileceği yıllık izin sürelerini belirlemektir. Bu esasa aykırı olarak en son toplu iş sözleşmesindeki yıllık izin süresine ilişkin hükümden hareket ederek yıllık izin sürelerinin ve dolayısıyla yıllık izin ücretinin belirlenmesi isabetsizdir.
3-Yıllık izin ücretinin işçinin çıplak ücreti üzerinden hesaplanması gereklidir. Hesaplamaya esas alınan ücret normal çalışması karşılığı işçiye ödenen ücret olup, fazla çalışma ücreti, hafta tatili çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti bu kapsamda değerlendirilmez.
Somut olayda davacının en son bordrosu olan 2012 yılı Mayıs ayı bordrosu dosya içinde olmasına ve bu bordroda davacının günlük ücretinin 68,04 TL olduğunun anlaşılmasına rağmen bu ücret üzerinden değil de hafta tatili çalışma, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ile fazla çalışma ücreti ile prim gibi ücret eklerini de içerebilen kuruma bildirilen prime esas kazanç tutarı 83,56 TL üzerinden yıllık izin ücretinin hesaplanması hatalıdır.
4-Öte yandan dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre yıllık izin ücretine uygulanacak faiz kanuni faizdir. Somut olayda en yüksek mevduat faizine karar verilmesi de yerinde olmamıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 16.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.