Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/8627 E. 2014/10786 K. 30.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8627
KARAR NO : 2014/10786
KARAR TARİHİ : 30.04.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2011/242-2013/113

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 01.08.2009 – 15.04.2011 tarihleri arasında örme makine ustası olarak çalıştığını, net ücretinin 1.000,00 TL olduğunu, ayrıca işyerinde yemek ve servis imkanlarından yararlandığını, işyerinde haftanın altı günü dönüşümlü olarak her gün sabah 08:30 akşam 20:00 ve akşam 20:00 sabah 08:30 saatleri arasında çalışmasına rağmen fazla mesai ücretlerinin de ödenmediğini, her ay en az iki defa Pazar günleri yirmidört saat fazla mesai yaptırıldığını, ücretlerinin de ödenmediğini, çalıştığı Pazar günleri içinde ertesi hafta izin kullandırılmadığını, davacının fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi ve aylık net ücretinin 1.000,00 TL olmasına rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinin eksik ödenmesi ve en önemlisi, her gün oniki saat ve ayda en az iki Pazar yirmidört saatlik çalışma düzeninin değiştirilmesi taleplerinin işyeri sorumlularından talep etmeleri üzerine işyeri sorumlularının davacı ve davacı ile birlikte yirmiüç kişinin işine fiili olarak son verdiklerini, aynı gün davacının durumun tespiti için Bölge Çalışma Müdürlüğüne şikayette bulunduğunu belirterek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla çalışma ücretinin davalıdan faizleriyle birlikte tahsilini istemiş, taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda artırarak ıslah etmiştir. Karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili, davacının 01.03.2010 tarihinde davalı şirkette çalışmaya başladığını, 25.04.2011 tarihinde sabah iş saatinde işbaşı yapmadan yirmi arkadaşı ile birlikte topluca zam isteyerek müdürle görüştüğünü, haksız talepleri karşılanmayınca topluca hareket ederek işten ayrıldıklarını ve bir daha işe gelmediklerini, davacının diğer arkadaşları ile birlikte topluca işi terk etmelerinin haksız olduğunu, davacının işe gelmesi yönünde çektiği ihtarnameye rağmen işe gelmediğini, davacı ve birlikte işi terk ettiği arkadaşlarının işi terketmesi ve işe dönmemesi ile ilgili olarak İstanbul 13. Noterliği marifetiyle 15.04.2011 tarihinde … yevmiye numaralı ve 18.04.2011 tarihinde … yevmiye numaralı tutanaklar tutularak tespit yapıldığını, ayrıca davacının işi terk ettiğine ve işe dönmediğine dair işyeri tutanaklarının da tutulduğunu, davacının 25.04.2011 tarihine kadar işe dönmediği için İstanbul 13. Noterliğinden 25.04.2011 tarihinde … yevmiye numarasıyla çekilen ihtarname ile davacının iş sözleşmesine son verildiğini, davacının davalı şirketten ayrıldığı tarihte örme bölümünde usta olarak değil normal işçi olarak ve asgari ücretle çalışmakta olduğunu, davacının normal çalışma saatleri dışında bir fazla çalışması olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiş, karşı dava ile ihbar tazminatı talep etmiştir.
Mahkemece, davacının, davalıya ait işyerinde 01.03.2010 – 15.04.2011 tarihleri arasında örme makina ustası olarak net 1.000,00 TL ücretle çalıştığı, davacı ve arkadaşlarının işyerinde mevcut olduğunu düşündükleri sorunları işverenle görüşmek istedikleri ancak işveren tarafından işçilerin görüşme isteklerinin ve taleplerinin karşılanmayarak 15.04.2011 tarihinde eylemli olarak iş sözleşmesinin sona erdirildiği, kıdem ve ihbar tazminatı ile bilirkişi raporunda hesap edilen bazı işçilik alacaklarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
İş sözleşmesinin işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve ücretin miktarı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
1-Dosya içeriğinden, davacı ve arkadaşlarının, ücretlerini alma koşulları, fazla mesailerin ödenmemesi, yıllık izinlerin bir hafta kullandırılması, milli bayramlar ve diğer özel günlerde çalışma ücretlerinin ödenmemesi, hafta tatillerinde çalışmak istememeleri ve normal mesailerde çalışmak istemeleri gibi konularla ilgili olarak işverenle konuştukları, ancak uzlaşma sağlanamadığı, işverenin en son görüşmede kendilerine ödeme yapamayacağını, kalmak isteyenlerin kalabileceğini, paralarını isteyenlerin gideceklerini söylediği ve bu şekilde iş sözleşmesinin sona erdiği anlaşılmıştır.
Davalı işveren işçilerin 15.04.2011 tarihinden sonra işe gelmediklerine dair tutunaklar ve işyerinin örme bölümünde 15 ve 18 Nisan günlerinde çalışma olmadığına dair noterden tespit tutanakları tanzim ettikten sonra işçileri yine noter ihtarı ile işe davet etmiş, olumlu cevap alınamayınca iş sözleşmesini devamsızlıktan feshetmiş ise de, dosya içeriğine göre, davacının arkadaşları ile birlikte fazla mesai, tatil çalışma ücretlerinin ödenmemesi ve bu yöndeki taleplerinin yerine getirilmeyeceğinin işverence bildirilmesi üzerine iş yerini topluca terkederek iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği anlaşılmaktadır. İşverenin kalmak isteyenlerin kalabileceğine, istemeyenlerin gidebileceğine ilişkin beyanı fesih anlamında kesin bir irade beyanı değildir. Bu sebeple iş sözleşmesi davacı işçi tarafından feshedildiğinden ihbar tazminatı talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır.
2-Davacı işçi ücretinin net 1.000,00 TL olduğunu iddia etmiştir. Davalı asgari ücret aldığı yönünde savunma yapmıştır. Davacı tanıkları iddiayı, davalı tanıkları savunmayı doğrular şekilde beyanda bulunmuşlardır. Dosya içindeki bordrolar asgari ücret üzerindendir.
Mahkemece davacının ücreti tanık anlatımları ve emsal ücret araştırmasına ilişkin yazı cevaplarına göre net 1.000,00 TL olarak kabul edilmiş ise de, emsal ücrete ilişkin İTO cevabi yazısı ücretin asgari ücret olduğunu bildirmiştir. Net 1.200,00 TL ücret bildiren yazı cevabı ise işçi sendikası olan Tekstil İşçileri Sendikasına aittir. İşçi sendikalarının toplu iş sözleşmesinden yararlanan işçilerin ücretini bildirdiği İTO’nun ise genel nitelikli bir oda olduğu dikkate alındığında bu yazıların emsal ücret olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Salt tanık anlatımları ile sonuca gidilmesi ise doğru değildir. Bu sebeple işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş, eğitim durumu bildirilerek meslek odalarından ve benzeri meslek kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek ücret belirlendikten sonra tüm işçilik alacakları bu ücrete göre hesaplattırılmalıdır.
3-Davacı tanıklarının beyanları ve davacının iddiasına göre, davacının haftanın altı günü vardiyalı olarak 08:30-20:00, 20:00-08:30 saatleri arasında onbirbuçuk saat çalıştığı, birbuçuk saatlik ara dinlenmesinin düşülmesiyle, günde on saat, haftada altmış saat çalıştığı, ayda iki Pazar günü yirmidört saat çalıştığı günlerde fiilen ondört saat çalıştığı, haftalığa isabet eden yedi saatlik sürenin ilavesi ile haftalık çalışmasının altmışyedi saat olduğu ve haftalık kırkbeş saati aşan yirmiiki saatlik çalışmasının fazla mesai olduğu kabul edilmiş ise de, davacının ayrıca hafta tatili ücreti talep etmediği dikkate alınarak, pazar günleri çalışmasında onbir saatten ondört saate kadar olan üç saatlik sürenin fazla çalışma olduğu kabul edilerek, fazla çalışma ücret alacağının tesbit edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.