Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/8488 E. 2014/7018 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8488
KARAR NO : 2014/7018
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2011/643-2013/159

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.08.1998 tarihinde gişe asistanı olarak göreve başladığını, işveren tarafından iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, müvekkilinin çalıştığı süre içinde yıllık izinlerini kullanmadığını iş sözleşmesinin feshi esnasında yıllık izin ücretinin tamamının ödenmediğini, yine müvekkilinin çalıştığı süre içinde haftada en az üç gün 08:00-21:00 arası çalıştığını ve fazla mesai yaptığını ancak ücretlerinin ödenmediğini belirterek bakiye yıllık izin ücreti ve fazla mesai alacağınında davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacıya tüm haklarının ödendiğini fazla mesaiye yönelik talep ve iddialarının haksız ve gerçek dışı olduğunu yönetici konumunda olan ve kendisinin altında çalışan personelin çalışmasını, izinlerini ve ücretlerini onaylama yetkisi bulunan davacının fazla mesai isteminin kabul edilemez olduğunu yine davacının taleplerine ilişkin zamanaşımı sürelerinin de dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Söz konusu alacakların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de iddia edilen dönemlerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Davacının 01.08.1998 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığı, 2009 yılından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar Kayseri ilinde şube müdürü olarak görev yaptığı, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda şahit beyanlarına itibarla fazla mesai ücretinin hesaplandığı, hesaplamanın davacının Kayseri’de çalışmaya başlamadan önceki dönemi de kapsayacak şekilde yapıldığı, yargılama sırasında dinlenen şahitlerin davacının Kayseri ilinde çalıştığı döneme ilişkin beyanda bulundukları ve ayrıca davacı şahidinin çalışma düzenine ilişkin olarak, davalı işyeri çalışma düzeninden ziyade çalıştığı bankacılık sektörü çalışma düzenine dair bilgi verdiği ve davalı işyerindeki çalışma düzenine ilişkin beyanda bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine göre davacının Kayseri ilinde şube müdürü olarak çalıştığı dönemde üst düzey yönetici olduğu ve görevi gereği aldığı ücretin fazla çalışmayı kapsayacak şekilde belirlendiği anlaşılmakla davacının fazla mesai talebinde bulunması mümkün görülmemiştir. Ayrıca davacının şube müdürü olmadan önceki çalışmalarına ilişkin talebi yeterli ve inandırıcı delillerle ispatlanmadığından fazla mesai alacağı talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.