Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/8249 E. 2014/7435 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8249
KARAR NO : 2014/7435
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

MAHKEMESİ : Manisa 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2013
NUMARASI : 2011/22-2013/20

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacı iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği, davacının kıdem ihbar tazminatına hak kazandığı, ulusal bayram genel tatillerde çalıştığı, yıllık izin ücreti alacağı olduğu, fazla çalışma yapmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, kanuni süresi içinde davalı Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Kıdem tazminatına ve diğer alacaklara esas alınması gereken süre konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Kıdem tazminatı, feshe bağlı haklardan olsa da, iş sözleşmesinin sona erdiği her durumda talep hakkı doğmamaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğe devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde kıdem tazminatına hak kazanabilmek için işçinin işverene ait işyerinde en az bir yıl çalışmış olması gerekir.
İşçinin işyerinde fiilen çalışmaya başladığı tarih en az bir yıllık sürenin başlangıcıdır. Tarafların iş ilişkisi kurulması yönünde varmış oldukları ön anlaşma bu süreyi başlatmaz. Yine iş sözleşmesinin imza tarihi yerine, fiilen iş ilişkisinin kurulduğu tarih, tazminatına hak kazanma ve hesap yönünden dikkate alınması gereken süreyi başlatacaktır. İşçinin çıraklık ilişkisinde geçen süreler de kıdem tazminatına esas alınacak süre yönünden değerlendirilemeyecektir. Buna karşın deneme süresi, kıdem süresine eklenir.
1475 sayılı Kanun’un 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gereklidir.
Dosya içeriğinden, davacının, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre, 01.03.1999-31.12.1999, 01.01.2000-04.04.2000, 01.01.2002-14.09.2010 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığı, mahkemece 01.03.1999-14.09.2010 tarihleri arasında süreyle kesintisiz olarak çalıştığının kabul edildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının aksinin tereddüde yer vermeyecek şekilde davacı tarafından ispatlanamadığı gözetilmeden, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları dikkate alınarak alacak ve tazminatların hesaplanması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 09.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.