Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/8240 E. 2014/8158 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8240
KARAR NO : 2014/8158
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2013
NUMARASI : 2011/872-2013/178

DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, izin ile ikramiye alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.04.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat H. D. geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve ikramiye alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının mahkemeye ibraz edilen 17.12.2010 tarihli belge ile davadan feragat ettiği gerekçesiyle feragat sebebi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mahkeme dışında yapılan 17.12.2010 tarihli sözleşmenin niteliği noktasında toplanmaktadır.
Mahkemenin karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 313. maddesine göre, sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir. Aynı Kanun’un 314. maddesinde ise, sulhun, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği hükme bağlanmıştır. Yine anılan Kanun’un 315. maddesi gereğince, sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre, sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.
Somut olayda, yargılama sırasında 17.12.2010 tarihinde imzalanan “ibraname” başlıklı belge ile davacı ve davalı arasında davaya konu işçilik alacakları yönünden bir anlaşmaya varılmıştır. Söz konusu anlaşmaya göre, davalı taraf 5.000,00 TL bedelli 8 adet çekle 40.000,00 TL’yi ödemiş olup; buna karşılık davacı yapılan bu ödeme neticesinde davalıdan hiçbir hak ve alacağını kalmadığını, doğmuş ve doğacak her türlü dava ve takip hakkından açıkça feragat ettiğini, açılmış ve devam etmekte olan icra ve dava dosyalarından hangi aşamada olursa olsun feragat edeceğini belirtmiştir. Mahkemece, anılan metin feragat olarak kabul edilmiştir. Mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 91. maddesi ile 6100 sayılı Kanun’un 307. maddesinde, feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmıştır. Oysa, davaya konu sözleşmede, iki tarafın da karşılıklı edimleri yer almış bulunmaktadır.
Öte yandan, sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 18. maddesi gereğince, tarafların sözleşmede kullandıkları sözlere ve deyimlere bakılmaksızın gerçekte amaçladıkları hukuki sonuçlara göre olayı değerlendirmek ve yorumlamak gerekir. Davacının bu sözleşme ile talep sonucundan vazgeçtiği kabul edilemez.
Ayrıca, feragat davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı irade beyanı ile olur. Bu durumda, anılan sözleşmenin sulh sözleşmesi kabul edilerek, bunun sonuçlarına göre davanın hükme bağlanması gerekirken, yanlış değerlendirme ile feragat kabul edilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.