Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/8158 E. 2014/8920 K. 21.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8158
KARAR NO : 2014/8920
KARAR TARİHİ : 21.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/02/2013
NUMARASI : 2013/48-2013/35

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 01.09.1997-17.04.2009 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız sona erdirildiğini ve haklarının ödenmediğini, bu sebeplerle kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, izin ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkili şirket arasında hizmet ilişkisi bulunmadığını, iddia edilen dönemlerde başka firmalarda çalışması göründüğünü, müvekkilinin dava konusu alacaklar yönünden sorumluluğu bulunmadığını, şirketin sorumluluğu kabul edilse dahi taleplerin aşırı olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu kıdem tazminatı, fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda davacının imzasını taşıyan bordrolarda fazla çalışma tahakkuku görülmektedir. Mahkemece karara esas teşkil eden 20.05.2012 ek raporda bilirkişinin, davacı işçinin fazla mesai alacağı için, tanık beyanları, imzalı bordrolar ve davalının zamanaşımı itirazına göre seçenekli olarak hesaplama yaptığı ancak mahkemece imzalı bordroların dikkate alınmadığı seçeneğe göre karar verildiği anlaşılmıştır. Anılan raporun 3/b seçeneğinde zamanaşımı itirazı dikkate alınmaksızın ve fazla mesai tahakkuku bulunan imzalı bordrolar dışlanmak suretiyle yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.