Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/8059 E. 2014/7572 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8059
KARAR NO : 2014/7572
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2010/915-2012/1187

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 03.08.2005-02.08.2010 tarihleri arasında davalı işverenlik nezdinde çalıştığını, sendika üyesi olmadığını, ödenmeyen alacaklarını talep etmesi üzerine davalı tarafından iş sözleşmesine haksız olarak son verildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, ücret alacağı, ikramiye alacağı, hafta tatili alacağı, yıllık ücretli izin alacağı, fazla mesai alacağı, ile bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkili işverenliğin ekonomik kriz sebebiyle bir kısım işçi ücretinde kesintiye gittiğini, bu durumu kabul etmeyen işçilerin tazminatları ödenerek işten çıkarıldığını davacının da üyesi olduğu sendika ile bu hususta mutabakata varıldığını, bu uygulamayı onsekiz aydır kabul eden davacının iş sözleşmesini bu sebeple feshetmesinin haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesinin davalı işverence haklı bir sebep yokken feshedildiği diğer taleplerine ilişkin alacakları da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve yapmışsa miktarının ne olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği kabul edilmelidir.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile ispatlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazı kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, davacının inşaat ustası olduğu ve fazla çalışma yaptığı anlaşılmaktadır. Ancak bilirkişi raporunda şahit beyanları doğrultusunda haftada üç gün 08:30-17:00 arası bir saat ara dinlenmesiyle ve 08:30-20:00 arası bir buçuk saat ara dinlenmesiyle davacının toplam elliikibuçuk saat çalıştığını ifade ettikten sonra ayda üç hafta tatili çalışmasının eklenmesiyle davacının haftada ellidokuz saat çalıştığını ve haftada ondört saat fazla çalışma yaptığını kabul ederek hesaplama yapmıştır. Bunun dışında hafta tatili de ayrıca ve birbuçuk kat ücret üzerinden hesaplanmıştır. Bilirkişi raporu fazla çalışma yönünden denetime elverişli değildir. Ulaşılan sonuca ne şekilde ulaşıldığı anlaşılamamaktadır. Ayrıca sağlamasını yapmaya yarayacak verileri içermemekte ve bu konuda yeterli açıklıkta değildir. Diğer taraftan hafta tatili çalışmasının hem fazla çalışma hem de hafta tatili çalışma ücreti hesabında dikkate alındığı görülmektedir. Bu durum ise mükerrer hesaplamaya sebep olmaktadır. Mahkemece öncelikle açıklanan yönler dikkate alınarak denetime elverişli bir bilirkişi raporu alınmalıdır.
3-Asgari geçim indirimi, bireyin ya da ailesinin asgari düzeyde geçimi için zorunlu olan ve belirli esaslara göre tespit edilen kısmın toplam gelirden indirilerek vergi dışı bırakılması uygulamasıdır. Bu uygulama 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 32. maddesinin 28.03.2007 tarihinde 5615 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenmesi neticesinde yürürlüğe girmiştir. Asgari geçim indirimi, vergi mükellefi ile devlet arasında vergi hukukunu ilgilendiren ilişkiden kaynaklanmakta olup, ücretin içindeki bir kısmın vergi kapsamı dışına çıkarılmasından ibarettir.
Görüldüğü üzere asgari geçim indirimi ücret veya ücret eki niteliğinde olmayıp giydirilmiş ücretin belirlenmesinde dikkate alınamaz. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının taleplerinin asgari geçim indirimi dahil olan ücret seviyesi üzerinden hesaplanması isabetsizdir.
Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.