Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/7897 E. 2014/7479 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7897
KARAR NO : 2014/7479
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2013
NUMARASI : 2011/3-2013/180

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 2005 Temmuz ayından Haziran 2010 tarihine kadar oto tamir ustası olarak davalı işyerinde çalıştığını, hafta içi 08:30-18:30 saatleri arasında, hafta sonu 08:30-15:00 saatleri arasında çalıştığını, yıllık izin kullanmadığını, aylık net 875,00 TL maaş aldığını, 600,00 TL’sinin bankaya diğer kısmının elden ödendiğini, resmi kayıtlarda asgari ücret olarak belirtildiğini, müvekkilinin çalışmasının karşılığı olan mesai ücretleri ve diğer özlük haklarından faydalanmak için sözlü olarak işverene müraacat ettiğini, haklarından faydalandırılmadığını, baskılara maruz kaldığını, yaşadığı sorunlar neticesinde işyerinde çalışamıyacak hale gelerek işten çıkmak istediğini, işyeri yetkilisinin ibranameyi imzaladıktan sonra tüm alacaklarının ödeneceğini belirtmesi üzerine ibranameyi imzaladığını ancak alacaklarının ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 01.06.2006 tarihinde niteliksiz işçi olarak işe girdiğini, davacının oto tamir ustası olarak çalıştığı iddasının doğru olmadığını, asgari ücret aldığını, davacının bir kısım çalışanla birlikte istifa ederek işyerinden ayrıldığını ve oto tamirci dükkanı açtığını, davacının kıdem tazminatı talep etme hakkının bulunmadığını, davacının tüm kanuni haklarının ödendiğini ve şirketi ibra ettiğini, işyerinde hafta içi 09:00-18:00 saatleri arasında Cumartesi günü 09:00-12:00 saatleri arasında çalışıldığını, yıllık izinlerini kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dosyaya sunulan ibranamenin matbu nitelik taşıdığın boşlukları doldurulmak sureti ile davacı tarafından imzalandığı, ayrılış şeklinin istifa olarak yazıldığı ancak aynı zamanda da ibraname olduğu, aynı şekilde davacının imzaladığı dilekçede kendi isteğiyle işten ayrıldığını beyan ettiği, aynı zamanda geriye yönelik hiç bir hak ve alacağının kalmadığını yazdığı ancak hesap raporu ile bu beyanlarının uyumlu olmadığı, ödenmemiş ücret ve fazla mesai ücretleri ile kullandırılmayan yıllık izinlerinin bulunduğunun anlaşılması nedeni ile davacının bundan vazgeçmesi için somut bir neden olmadığı, haklarının ödeneceğine ilişkin vaat ile bu dilekçeleri imzalanmış olmasının hayatın olağan akışına daha uygun olduğu, fesih sebebine göre davacının gerçek iradesinin haklarını almak olduğu ancak haklarını alabilmesi için istifa dilekçesi imzaladığı, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, aynı zaman kendisine ödenmeyen yıllık ve fazla mesai ücret alacağının bulunduğunun gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının iş sözleşmesini istifa ile feshedip feshetmediği ve ibranamenin geçerli olup olmadığı noktasındadır.
Davacı işyeri yetkilisinin ibranameyi imzalaması durumunda tüm alacaklarının ödeneceğini belirttiğini ve bu nedenle ibranameyi imzaladığını beyan etmiştir. Davalı taraf ise davacının istifa ederek işyerinden ayrıldığını ve işyerindeki bazı çalışanlarla birlikte oto tamir dükkanı açtığını, ibraname ile şirketi ibra ettiğini belirtmiştir. Dosyada davacının imzası bulunan ve el yazısı ile yazılmış dilekçede davacının kendi isteği ile işyerinden ayrıldığını ve geriye dönük hiçbir alacağının bulunmadığını belirttiği anlaşılmaktadır. Aynı tarihli ibranamede de davacının istifa ile işyerinden ayrıldığının ve yıllık izin ve fazla mesai alacağı dahil bir kısım işçilik alacaklarını aldığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamı, istifa dilekçesi ile çelişmeyen ibraname ve dosyadaki davacının davalı şirketle aynı işi yapan başka bir şirkete ait kartvizit dikkate alındığında davacının işyerinden istifa ederek ayrıldığı ve ibranameye göre alacağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekli iken mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.