Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/7886 E. 2014/7879 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7886
KARAR NO : 2014/7879
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2012
NUMARASI : 2011/189-2012/705

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, 14.03.2003 tarihinde Ofis gıdada çalışmaya başladığını, diğer davalının işyerini 28.09.2008 tarihinde devraldığını ancak iş sözleşmesinin işveren Şeref Makromarket tarafından haksız olarak feshedildiğini, kanuni haklarının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı M. Market şirketi vekili, davacının müvekkili şirket bünyesinde çalışmasının bulunmadığını, davacını taraf olduğu iş sözleşmesinin M. Market A.Ş. tarafından değil O. gıda şirketi tarafından düzenlenmiş olması karşısında davanın bu işverene karşı husumet yöneltilerek açılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı O. Gıda Ltd. Şti.’ne Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca tebligat çıkartılmış ancak duruşmalara katılmamış ve kendisini vekille temsil ettirmemiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar göre alacakların davalılardan O. Gıda Ltd. Şti.’den tahsiline, davalı M. Market A.Ş. aleyhine açılan davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İşyeri devri ve devrin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarda ise devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduğu aynı Kanun’un 3. fıkrasında açıklanmış ve devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
4857 sayılı Kanun’un 120. maddesi hükmüne göre 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından işyeri devirlerinde belirtilen hüküm uygulanmalıdır. Anılan hükme göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet sözleşmeleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 4857 sayılı Kanun’un 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden 1475 sayılı Kanun’un 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından sözkonusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden sorumluluk ise son işverene ait olmakla devreden işverenin bu işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmamaktadır. Devralan işveren ihbar tazminatı ile kullandırılmayan izin ücretlerinden tek başına sorumludur.
Somut olayda davacının, davalı O. Gıda Ltd. Şti.’nin diğer davalıya devredildiğini iddia ettiği, davalı Makromarket şirketi ise cevabında iddia edildiği gibi bir devir olmadığını ve davacının işyerlerinde çalışmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece davalıların sorumluluğuna esas olacak olan devir olgusunun gerçekleşip gerçekleşemediği araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Bu kapsamda; davalıların ticari ve mali kayıtları, işyerinin devredildiği iddia edilen tarihten hemen önceki ve sonraki döneme ait davalıların Sosyal Güvenlik Kurumuna verdikleri bordroları, Ticaret Sicil Memurluğu kayıtları ile davacının işyeri şahsi dosyası üzerinde ve gerektiğinde mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak öncelikle davalılar arasında işyeri devrinin olup olmadığının saptanması gerekir. Bundan sonra davacının alacak isteklerine konu ettiği uyuşmazlık döneminde, hizmet cetveline göre hangi tarihler arasında hangi işveren nezdinde çalıştığı açıkça belirlenip davalı Makromarket şirketine ait işyerindeki çalışmasının devir kapsamında mı, yoksa devirden bağımsız olarak mı gerçekleştiği kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konulması gerekir.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.