Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/7872 E. 2014/7872 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7872
KARAR NO : 2014/7872
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : Saruhanlı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2013
NUMARASI : 2010/291-2013/91

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi arafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, davacının hal ve davranışlarının katlanılamaz boyutlara ulaşması sebebiyle yapılan inceleme sonrasında iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II d-e-ı. maddeleri uyarınca feshedildiğini ve durumun İzmir 15. Noterliğinin 22.07.2010 tarihli ihtarnamesi ile davacıya bildirildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur.
4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının aynı işyerinde çalışan traktör sürücüsü işçiye baskı yaparak başkasına ait tarlayı sürdürdüğü böylece işverene ait işgücü ile ekipmanı üçüncü şahısların menfaatine kullandığı ayrıca işyerinde çalışan bir işçiye tokat attığı gerekçesi ile iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına göre, davalı işveren tarafından fesih konusu yapılan eylemler sabit ise de 4857 sayılı Kanun’un 26. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içinde sözleşmenin feshedilip edilmediğinin belirlenmesi bakımından dosyadaki deliller yetersiz olup şahitlere bu hususta soru sorulmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, taraf şahitleri yeniden dinlenmek suretiyle, iddia edilen eylemlerin gerçekleşme tarihleri belirlenerek sonucuna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı talepleri hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.