Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/7541 E. 2014/6372 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7541
KARAR NO : 2014/6372
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2013
NUMARASI : 2012/186-2013/57

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, feshin geçerli sebebe dayanmadığı değerlendirilerek işe iadeye karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Somut olayda, davacı 15.12.2006-28.8.2012 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde, tıbbi tanıtım mümessili olarak çalışmıştır. 31.08.2012 tarihli fesih bildirimi ile davacının kendisine ait kredi kartı ile alışveriş yaptığı fişler üzerindeki kendi ismini karalayıp işyerindeki yöneticisinin adını yazarak fişleri yöneticisi adına işverene teslim ettiği gerekçesiyle davacının iş sözleşmesinin İş Kanunu’nun 25/II-e maddesi gereğince feshedilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece davacının iş sözleşmesinin feshine sebep olan olayın işyerinde amiri konumunda olan davacı şahidinin talebi üzerine gerçekleştiği, davacı şahit anlatımındaki hususların hayatın olağan akışına uygun olduğu, insanların harcamaları sırasında limit aşımı ya da daha sonra ödemek üzere birbirlerinin kredi kartını kullanmalarının toplum hayatında yaygın bir hareket tarzı olduğu gerekçesiyle yapılan fesih işleminin geçersiz olduğu sonucuna varılmış ise de davacının işverene verdiği fesih sebebi yapılan eylemine ilişkin verdiği savunmasında amiri konumunda olan E.. A..‘in talebi üzerine kendisi için yaptığı alışveriş fişindeki ismini çizerek E.. A..’in ismini yazarak işverene Elif Adına teslim ettiği davacının kabulündedir. Davacı savunmasında bahsi geçen fişlerin E.. A.. için yapılan alışveriş olduğuna dair bir beyanı bulunmamaktadır. Davacı işyerindeki giyim yardımına ilişkin uygulamayı bildiği halde diğer bir çalışanın talebi üzerine kendisine ait fişleri başka çalışan adına işverene sunması doğruluk ve bağlılığa uymaz. Bu durumda işveren tarafından yapılan fesih bildiriminin 4857 sayılı Kanun’un 25/II-e maddesi kapsamında haklı sebebe dayandığının kabulü davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulü yönünde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 130,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 18.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.