Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/7537 E. 2014/5440 K. 11.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7537
KARAR NO : 2014/5440
KARAR TARİHİ : 11.03.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2013
NUMARASI : 2012/108-2013/124

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde 15.08.2000-08.02.2012 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının işyerini izinsiz terkederek, kendisine ait giriş çıkış kartını işten çıkış saatinde bir başka çalışana okutturmak sureti ile doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunduğunu, feshin haklı nedene dayandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Taraflar anlaşırlarsa işçi aynı sürede uyuşmazlığı özel hakeme götürebilir.
Bir aylık dava açma süresi hak düşürücü nitelikte olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Dairemizce bir aylık dava açma süresinin başlangıcı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih olarak kabul edilmektedir.
Somut olayda, davalı işveren tarafından dosya içerisine ibraz edilen 07.02.2012 tarihli feshi ihbarnamesinini incelenmesinde, feshin 08.02.2012 tarihinde davacıya bildirildiği ancak davacının fesih bildirimini tebliğden imtina ettiği hususunun şerh edildiği görülmektedir. Dava 09.03.2012 tarihinde açılmıştır.
Davacının fesih bildirimini tebliğ almaktan imtina ettiğine ilişkin bilgisi bulunan, ilgili tutanak tanıkları dinlenerek anılan tarihte davacıya bildirim yapılıp yapılmadığı belirlenmelidir.
Davacıya fesih bildiriminin 08.02.2012 tarihinde yapıldığı belirlendiği takdirde, davanın son olarak 08.03.2012 tarihinde açılabileceği dikkate alınmalı ve bu durumda dava hak düşürücü süre nedeni ile reddedilmelidir. Bu hususun araştırılmaması isabetsizdir.
Kabule göre ise; davacı izinsiz olarak iş yerini terk ettiği ileri sürülen 02.12.2012 tarihinde, babasının kalp krizi geçirdiğini ve bir başka hastahanede tedavi altına alındığını savunmaktadır. İlgili hastane kayıtları celp edilerek anılan tarihte davacının babasının rahatsızlanıp rahatsızlanmadığı, davacının işyerinde ayrılmasını gerektirir geçerli bir mazereti bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve sonucuna göre tüm deliller bir arada değerlendirilerek feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı belirlenmelidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.