Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/7227 E. 2014/6707 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7227
KARAR NO : 2014/6707
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

MAHKEMESİ : Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2011/695-2012/608

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 19.02.2001-04.07.2011 tarihleri arasında aralıksız, genel tatillerde, hafta sonlarında ve geç saatlere kadar çalıştığını, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, son olarak yıllık iznini talep etmediğinde izin verilmediğini, bu nedenle işten ayrıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işi kendisinin bıraktığını, herhangi bir alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı tarafça zamanaşımı def’inde bulunulduğu halde mahkemece değerlendirilmeden karar verilmesi hatalıdır.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen iki hafta içinde yapılan zaman aşımı def’i ıslaha konu alacaklar yönünden etkiler.
Somut olayda davacı ödenmeyen bir kısım işçilik alacaklarını talep etmiş bilirkişi raporunda yapılan hesaplama üzerine dava konusu alacaklar 05.11.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile arttırılmıştır. Davacının ıslah dilekçesine karşı davalı vekili tarafından yöntemine uygun biçimde zamanaşımı defi ileri sürüldüğü halde davacının talepleri bakımından zamanaşımı def’i değerlendirilmeden ve bu konuda bilirkişiden ek rapor alınmadan karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı vekili ıslah dilekçesinde açıkça faiz isteğinde bulunmamıştır. Böyle olunca ıslaha konu olan miktar yönünden faize karar verilmesi de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde öngörülen taleple bağlılık kuralına aykırılık oluşturur. Kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 20.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.