Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/7112 E. 2014/6151 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7112
KARAR NO : 2014/6151
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2010/981-2013/33
.
Hüküm süresi içinde davalı İTS İletişim A.Ş. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı şirkette altı yıl bilfiil çalıştığını ve hiçbir haklı nedene dayanmadan 07.09.2009’da işten çıkarıldığını ve bunun içinde ibraname imzalamaya kalktıklarını, imzalamadığını, hiçbir tazminat alamadığını, ücretlerini bankaya yatırıp tekrar çektiklerini bu nedenle kendisine ödenmeyen ihbar ve yıllık izin tazminatları toplamı 7.196,61 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmesi sonrası 11.03.2011 ve 12.05.2011 tarihlerinde açtığı davalarla, aynı çalışma dönemine ilişkin olarak, davalı şirketten ve davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olan A.. B.. B.. ayrı ayrı işçilik alacaklarını talep etmiş, davacı işçinin açtığı her üç davanın birleştirilmesine karar verilmiş, davacı, birleştirilen davalarda davalı şirket ve davalı A.B. B. kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, genel tatil, hafta tatili, fazla mesai alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili davacı iddia ve talebini kanunun aradığı açıklıkta arz etmediğini ve tazminatın ne olduğunu dahi belirtmeden talepte bulunduğundan davanın reddi gerektiğini, çalışma süresi ve işten çıkarıldığına ilişkin beyanların mesnetsiz olduğunu, davacının 24.02.2004-07.09.2009 arasında şirkette aşçı ve servisden sorumlu personel olduğunu, mazeretsiz olarak işe gelmediğini, kendi devamsızlığı neticesi ayrıldığını, davacının 7.196,61 TL tutarında bir alacağın bulunmadığını, şirketin parayı yatırıp ardından çektiği iddiasının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, bu işlemin bankacılık mevzuatına aykırı olduğunu, davacının otomatik para çekme makinelerini kullanamadığını iddia etmesi üzerine her ay hesaplarına yatırılan miktarları şirketin çalışanlarından çekmesini ve kendisine teslim edilmesini istediğini ve bu nedenle kendi belirlediği kart şifresi kullanılmak suretiyle şirket çalışanları tarafından kendisine ödendiğini beyanla davanın reddi savunmuştur.
Davalı A.. B.. B.. vekili, davacının müvekkilinin evinde hizmetli olduğunu, davalı şirkette gösterilen sigorta kaydının davacının sosyal güvencesinin temini amacıyla yapıldığını bu nedenle davanın görev yönünden reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı A. B. B. yönünden davanın reddine, davalı şirket yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı İ.. İletişim T… Sist. Yazılım Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. süresinde temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı İ.. İletişim Tek. Sist. Yazılım Danışmanlık Hizmetleri A.Ş.’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla mesai, hafta tatili ve genel tatillerde çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını, hafta tatilinde ve genel tatillerde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Söz konusu alacakların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de iddia edilen dönemlerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Bu alacakların yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacının 24.02.2004-07.09.2009 tarihleri arasında aşçı ve servisten sorumlu personel olarak görev yaptığı ve karara esas teşkil eden bilirkişi raporuna göre davacının günde üç saat haftada on sekiz saat fazla mesai yaptığı ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabulüne göre hesaplama yapıldığı, mahkemece bilirkişi raporuna göre davacının fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil alacaklarına karar verildiği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının kabulü isabetli olmamıştır. Davacı tarafın işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıklarının anlatımlarından başka delil ibraz ve ikame etmemiş olması karşısında, davacının fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil alacaklarına dair iddiasını kanıtlayamadığı kabul edilerek bu iddiaya dayalı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında birleşen davada talep edilen ihbar tazminatı ve yıllık izin alacaklarının derdest olup olmadığı hususu tartışmalıdır.
Davacının 21.10.2010 tarihli dava dilekçesinde davalı İ.. İletişim Tek. Sist. Yazılım Danışmanlık Hizmetleri A.Ş.’nden ihbar tazminatı ve yıllık izin alacaklarını talep ettiği, daha sonra davalı şirkette karşı yönelttiği birleşen dava dilekçesinde, tarafları, konusu ve dava sebebi aynı olan alacakları mükerreren talep ettiği anlaşılmıştır. Davacının 10.03.2011 tarihli birleşen dava dilekçesiyle talep ettiği ihbar tazminatı ve yıllık izin alacakları hakkında derdestlik nedeniyle karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.