Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/7055 E. 2014/7216 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7055
KARAR NO : 2014/7216
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

MAHKEMESİ : Tire 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2012
NUMARASI : 2010/498-2012/525

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız olarak feshetedildiğini belirterek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı kanuni süresi içinde davalı T.. B.. vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı ile dava dışı ihale alan şirketler arasındaki hukuki ilişkinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Alt işveren, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise, asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir. Alt işverene yardımcı iş, ya da asıl işin bir bölümü, ancak teknolojik nedenlerle uzmanlık gereken işin varlığı halinde verilebilecektir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde kanun koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işveren verilmesinde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir. 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesinin 6. ve 7. fıkralarında tamamen aynı biçimde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler sözcüklerine yer verilmiş olması bu kararlılığı ortaya koymaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı belediyenin ihale ile hizmet alımı yaparak davacıyı 31.01.2010 tarihine kadar muhasebe servisinde çalıştırdığı, davacının ilk olarak davalı belediye geçici işçi olaraka çalıştığı, daha sonra hizmet alım sözleşmesiyle çalışmasını sürderdüğü, yapılan işin hizmet alım sözleşmeleri kapsamında kaldığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, davalı belediye ile ihbar olunan dava dışı şirketler arasında, 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesinin altıncı fıkrasına uygun şekilde asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulmuştur. Bu nedenle davalı belediye ile ihbar olunanlar arasındaki hukuki ilişkinin muvazaaya dayandığı görüşü isabetli görülmemiştir.
2-Somut olayda mahkemece 20.09.2011 ve 03.08.2012 tarihli olmak üzere iki adet bilirkişi raporu aldırılmıştır. İlk alınan raporda Çalışma süresi ve davacının ücreti davalı ile husumeti bulunan tanık beyanları dikkate alınarak belirlenmiştir. 03.08.2012 tarihli bilirkişi raporunda ise çalışma süresi ve davacının ücreti Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre tespit edilmiştir. Dosya kapsamına uygun olan 03.08.2012 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının brüt ücreti 820,74 TL olup çalışma süresi 01.09.2004-31.12.2009 tarihleri arasıdır. Bu verilere göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ve agi alacağı tespit edilmiş, ücret alacağı bulunmadığı söz konusu raporda belirtilmiştir. Mahkemece husumetli tanık beyanlarına göre tespit edilen ücret ve çalışma süresine göre hazırlanan 20.09.2011 tarihli rapora göre karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.