Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/7052 E. 2014/6737 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7052
KARAR NO : 2014/6737
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2010/872-2012/1689

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, fazla mesai ücreti, yıllık izin, ihbar, resmi tatil alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davacının bütün ücretlerinin ödenediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir
2-Davacı ile davalının uyuşmazlık noktasının davacının almış olduğu ücret noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 401. maddesine göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücret gözönünde tutularak belirlenir.
4857 sayılı Kanun’un 8. maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma şartlarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı Kanun’un 37. maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece re’sen araştırılmalıdır.
Çalışma hayatında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda şahit beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, dosya içeriğine göre, kıdemli ve mermer döşeme ustası olarak çalışan davacının asgari ücretle çalıştığı iddiası hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir. Davacının aylık 1.800,00 TL ücretle çalıştığı iddia etmesi karşısında emsal ücret araştırması yapılarak ücretin belirlenmesi gerektiği açıktır. Mahkemece Ankara Ticaret Odası ve Mermerciler Odasından emsal ücret sorulmuş ise de davacının niteliği ile ilgili bir meslek kuruluşundan çalışma süresinden de söz edilmek suretiyle fesih tarihi itibariyle alabileceği ücret sorularak, dosya içeriğine göre yapılacak değerlendirme sonucuna göre ücret belirlenmeli, dava konusu tazminat ve alacaklar gerekirse yeniden hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir..
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 20.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.