Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/6878 E. 2014/7263 K. 08.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6878
KARAR NO : 2014/7263
KARAR TARİHİ : 08.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/02/2013
NUMARASI : 2011/911-2013/55

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı-karşı davalının İsteminin Özeti:
Davacı-karşı davalı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti ve prim alacakları istemiştir.
Davalı-karşı davacı Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı vekili, istifa eden ve gerekçe göstermeyen davacının kıdem tazminatını hak etmediğini, davacının yeni bir iş bulması sebebiyle işten ayrıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş ve ayrıca, istifa ederek işten ayrılan davacının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca ihbar süresine tekabül eden ihbar tazminatı ödemesi gerektiğini iddia ederek, karşı dava açmıştır.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı olarak feshedildiği gerekçesiyle davacının-karşı davalının kıdem tazminatı talebinin kabulüne, diğer taleplerinin reddine; karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar avukatları temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı-karşı davalının tüm, davalı-karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasındaki iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği uyuşmazlık konusudur.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı sebeple derhal fesih hakkı 4857 sayılı Kanun’un 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin süreli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı Kanun’un 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında 4857 sayılı Kanun’da işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir sebebe dayanmadan ve bildirim süreli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir.
İş sözleşmesinin istifa ile sona ermesi halinde işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması mümkün olmadığı gibi, ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanılamaz.
Somut olayda, davacının imzasını taşıyan elle yazılmış 06.06.2011 tarihli yazı içeriğinde, “12.08.2003 tarihinde başlamış olduğum görevimden bugün itibariyle tüm haklarım saklı kalmak kaydıyla istifa ediyorum. Gerekli işlemlerin yapılmasını rica ederim.” denildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacı iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini iddia etmiş ise de bu konuda yazılı belge sunmadığı gibi, dinlettiği tek şahit de, 2007 yılı Ağustos ayında işyerinden ayrılmış olup, davacının işten ayrıldığı tarihteki şartları bilebilecek durumda değildir. Bu durumda, davacı işçi, iş sözleşmesini istifa ile sona erdirmiş olup, kıdem tazminatına hak kazanamayacağından, kıdem tazminatı talebinin reddine, karşı davanın ise kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kıdem tazminatı talebinin kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.