Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/6818 E. 2014/4871 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6818
KARAR NO : 2014/4871
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2011/730-2012/1132

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalıya ait işyerinde çalışan davacının, fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini belirterek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ve genel tatil ücreti isteklerinin hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacıya her ay on saatlik fazla mesai ücreti ödemesi yapıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yıllık izin ücreti isteği hüküm altına alınmış, diğer talepler reddedilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Söz konusu alacakların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de iddia edilen dönemlerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Bu alacakların yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacı, işyerinde 10.00-18.00 arası, çoğu zamanda 22.00’ye kadar çalıştığını iddia etmiştir. Dosyaya ibraz edilen tüm bordrolarda aylık 10 saatlik fazla mesai tahakkuku bulunmaktadır. Davacı delilleri arasında sunulan e-mail ekindeki haftalık çalışma çizelgelerinde davacının haftada 4 gün 10.00-22.00 vardiyasında, diğer iki gün de 8’er saatlik vardiyalarda haftada toplam 56 saat çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, her ay belli miktarda tahakkuk yapıldığı gerekçesiyle fazla mesai ücreti isteğinin ve işçi feshi bu alacağın ödenmemesine bağlı olduğundan kıdem tazminatı talebinin reddi hatalı olmuştur. İşçinin belirtilen çalışma düzenini söz konusu belgelerle kanıtlayabildiği dönem için fazla mesai ücreti hesaplanmalı, bordro ile aynı dönem ödenen miktar düşülmeli, kalan rakam varsa hüküm altına alınmalı, bu durumda davacının kıdem tazminatı talep edebileceği de dikkate alınarak alacaklar hakkında bir karar verilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.