Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/6803 E. 2014/5436 K. 11.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6803
KARAR NO : 2014/5436
KARAR TARİHİ : 11.03.2014

MAHKEMESİ : Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2012
NUMARASI : 2008/336-2012/768

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait iş yerinde 19/03/2002- 24/09/2008 tarihleri arasında çalıştığını iş sözleşmesinin işverence haksız fesih edildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının iş sözleşmesinin terk ve devamsızlık nedeni ile haklı sebebe dayalı feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir .
2-İş sözleşmesinin, işçinin devamsızlıkta bulunması nedeniyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.
Somut olayda, davacı 22.09.2008 tarihinde iş yerine çamurlu ayakkabı ile dolaşması nedeni ile şekilde geldiğinden işveren tarafından işten çıkarıldığını ileri sürmektedir .
Davalı işveren ise anılan tarihte davacının ayakkabıları çamurlu şekilde idari büroda dolaşması nedeni ile kılık kıyafetine dikkat etmesi konusunda uyarıldığını, bunun üzerine davacının iş yerini terk ettiği ve devam eden tarihlerde işe gelmediğini savunmuştur .
Davalı işveren tarafından, fesih tarihi olduğu ileri sürülen 22.09.2008 tarihinde davacının iş yerini terk ettiğine ilişkin terk tutanağı ibraz edilmemiştir. Davacının 22.09.2008 tarihinden sonra işe gelmediğine ilişkin ibraz edilen devamsızlık tutanaklarının da, davacının iş akdinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatlarını talep ettiği 15.10.2008 tarihli ihtarnamesinin işverene tebliğinden sonra, geçmişe dönük olarak düzenlendiği görülmektedir .
Davalı tanıkları davacının iş yerine ayakkabıları çamurlu olarak gelerek idare binasında dolaşması üzerini işverence çağrıldığını çıkışta davacının işten ayrılıyorum dediğini ifade etmişlerdir .
Davacının işveren ile yaptığı görüşmeden sonra ” işten ayrılıyorum “ şeklinde beyanda bulunması, iş sözleşmesinin kendisi tarafından feshedildiği anlamını taşımamaktadır. İşveren tarafından işten çıkarılan işçinin de, feshin ne şekilde gerçekleştiğini açıklamaksızın genel ifade ile işten ayrılıyorum şeklinde beyanda bulunması mümkündür . Davacının fesihten sonra işe dönmek için girişimde bulunduğu da davacı ve davalı tanıklarının ortak anlatımları ile sabittir .
Bu durumda, davalı işveren tarafından, terk ve devamsızlık iddiasının tereddüte yer vermeyecek şekilde kesin olarak ispatlandığından söz edilmez. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 11.03.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.