Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/6729 E. 2014/5609 K. 11.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6729
KARAR NO : 2014/5609
KARAR TARİHİ : 11.03.2014

MAHKEMESİ : İzmir 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2012/50-2013/100

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının ihale yüklenicisi şirketler nezdinde çalıştığını, müvekkilinin asıl işveren olmayıp işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmadığını, dava konusu alacaklara hak kazanılmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının kıdem tazminatı, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını, hafta tatillerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma ve hafta tatili çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, anılan çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de söz konusu çalışmaların olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, mahkemece davacı tanık beyanlarına itibarla fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacakları hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, dinlenen her iki davacı tanığının da davalıya karşı işçilik hak ve alacaklarının tahsili istemiyle açtığı davalarda, benzer taleplerde bulundukları anlaşılmakta olup, iş bu davada iş yerindeki günlük ve haftalık çalışma sürelerinin belirlenmesi açısından menfaatlerinin bulunduğu açıktır. Hal böyle iken, salt davacı tanıklarının beyanlarına dayanılarak, sonuca gidilmesi hatalıdır.
Dinlenen davalı tanıkları beyanlarında, işyerinde haftalık çalışma saatinin kırkbeş saati aşmadığını ve pazar günleri çalışma yapılmadığını bildirmişlerdir. İşverence dosyaya sunulan, 2010 yılının Mayıs ila Aralık ayı arasındaki süreye ait, işe ve çıkış saatlerini gösterir işçi imzalı puantaj kayıtlarından da, haftalık çalışma süresinin kırkbeş saati geçmediği anlaşılmaktadır. Puantaj kaydının bulunmadığı tarihlerde ise davacının farklı bir çalışma düzeninde çalışmasını gerektirir bir halin bulunduğu hususunda, dosyaya inandırıcı bir delil sunulmamıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin, davacının fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğu da nazara alınarak birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacının fazla çalışma yaptığını ve hafta tatili günlerinde çalıştığını kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. Anılan nedenle, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacakları taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının ödenmemesi nedeniyle işçi feshinin haklı olduğu kabul edilmekle, anılan ücret alacaklarının reddedilmesi gerekliliği kıdem tazminatının da reddi sonucunu doğuracağından, tazminat alacağı talebinin de reddine karar verilmesi gereklidir.
Yukarıda yazılı sebeplerden eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.