Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/6511 E. 2014/6032 K. 14.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6511
KARAR NO : 2014/6032
KARAR TARİHİ : 14.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2011/595-2013/135

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 21.05.2001-11.11.2010 tarihleri arasında davalı işverenlikte çalıştığını, davalı işverenlikçe iş sözleşmesinin feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi, fazla çalışma ücreti, ikramiye ile yıllık izin ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin bildirim süresi verilerek feshedildiğini, kıdem tazminatının kendisine ödendiğini, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, tüm haklarının kendisine ödendiğini, ibraname verdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Bilindiği üzere, Anayasanın 141. maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve kanuni düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca kanuni unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Mahkemece, “dava, cevap, ıslah dilekçeleri, kurum kayıtları, bilirkişi raporu, tanık beyanları, emsal ücret araştırması ve tüm dosya kapsamında davacının davalı işverenlikten fark kıdem, asgari geçim indirimi alacağı olduğu hüküm altına alınmış, davacı tarafın ihbar, yıllık ücretli izin, fazla mesai, ikramiye alacakları talebinin reddine karar verilmiş, kabule göre vekâlet ücreti ve yargılama giderleri hüküm altına alınarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur” denilerek hüküm oluşturulmuştur.
Görüldüğü gibi mahkemenin kararı gerekçe bakımından yetersizdir. Ancak dosyanın geçirdiği süreç ve usul ekonomisi birlikte değerlendirildiğinde bu husus ayrıca bozma sebebi yapılmayarak mahkeme kararı eleştirilmekle yetinilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının asgari geçim indirimi alacağı bulunup bulunmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Mahkemece davacının asgari geçim indirimi alacağı olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, davalı tarafından dosyaya sunulan davacı tarafından imza itirazına uğramayan ya da banka kayıtlarıyla içeriği doğrulanan bordro, ücret hesap pusulası gibi belgeler değerlendirilmeksizin bu alacağa hükmedilmiştir. Öncelikle bu belgeler incelenerek davacının asgari geçim indirimi alacağı olup olmadığı ve varsa miktarı tespit edilmeli ve bundan sonra bu talep hakkında hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3-Diğer taraftan davalı işverenin isminde yapılan maddi hata ise yerinde düzeltilebilecek nitelikte görüldüğünden ayrıca bozma sebebi yapılmamıştır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.