YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6496
KARAR NO : 2014/5262
KARAR TARİHİ : 10.03.2014
MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2010/292-2013/94
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.02.1995 tarihinden iş akdinin ihbar öneli verilmeden haksız olarak feshedildiği 17.01.2010 tarihine kadar aralıksız şekilde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, diğer çalışanlara verilmesine rağmen 2009 yılında, önceki yıllarda yılda bir defa olmak üzere ödenen temettü alacağının ödenmediğini iddia ederek fazla mesai ücreti ve temettü alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin yeniden yapılanma nedeniyle feshedildiğini, ihbar ve kıdem tazminatının ödendiğini, davacının bankada çalıştığı süre boyunca fazla çalışma yapmadığını, ikramiye alacağının da olmadığını beyanla davacının şartları bulunmayan alacak istemlerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece bilirkişi hesaplamaları dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir
Karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Dosya kapsamından davacının, davalıya ait işyerlerinde 01.02.1995-17.01.2010 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, hizmet süresinin 2008 yılına kadar olan bölümünde davalıya ait Ümitköy şubesinde, 2008 yılı sonrasında ise Balgat şubesinde görevli olduğu, davacı tanıklarının davalı işyerinde çalışmadıkları, her iki davacı tanığının da işyerine komşu esnaf olduğu, davacı tanıklarından İ.. K..’in davacının Ümitköy şubesinde çalıştığı döneme ilişkin olarak hangi yıllara ait olduğu belli olmayan çalışmalarına ilişkin beyanda bulunduğu, diğer davacı tanığının ise davacının Balgat şubesindeki hizmetine ilişkin beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı çalıştığı süre içerisinde fazla mesai yaptığı iddiasında bulunarak fazla mesai ücreti talebi mahkemece kabul edilmiş ise de davalı tanık beyanlarının dosya kapsamına daha uygun olduğu, davacı tanıklarının çalışma koşullarını bilmelerinin güç olduğu değerlendirildiğinde davalı tanık beyanlarına esas alınarak fazla mesai ücreti hesaplanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.