Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/6455 E. 2014/6885 K. 21.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6455
KARAR NO : 2014/6885
KARAR TARİHİ : 21.03.2014

MAHKEMESİ : Konya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2012/358-2013/131

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 17.12.1997 tarihinde davalı işverene ait işyerinde temizlik işçisi olarak çalışmaya başladığını, çalışmasını arada taşeron firmalara işyerinin hizmet ihalelerine bağlı olarak işçileri ile birlikte devredilmek suretiyle aynı işyerinde sürdürerek emeklilik nedeniyle işten ayrıldığı 29/03/2012 tarihine kadar aralıksız sürdürdüğünü, davacının iş akdinin 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesi gereğince feshettiğini, hak edilen yıllık ücretli izin ücretlerinin ödenmediğini belirterek, yıllık ücretli izin alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, ücret alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davacı ile aralarında her hangi bir işçi işveren ilişkisinin bulunmadığını, davacının sigorta primlerinin şirketler tarafından yatırıldığını, davanın ilgili şirketlere karşı açılması gerektiğini, husumet nedeniyle yönünden reddi gerektiğini, davacı talepleri ile ilgili olarak sorumluluklarının bulunmadığını, kendileri ile diğer davalı şirketler arasında alt işveren üst işveren ilişkisinin bulunmadığını, davacının çalıştığı süre içerisinde yıllık izinlerini kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının 17.12.1997-29.03.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde hizmet sözleşmesi ile çalıştığı, hizmet süresine göre toplam 240 gün yıllık izin hakkının olduğu, bu izinlerin kullandırıldığı ya da ücretlerinin ödendiği, asıl işveren olan davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının davalı belediyede, alt işveren işçisi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Asıl işverenin, işçinin ödenmeyen hak ve alacaklarından alt işverenle birlikte sorumluluğu kanun gereği olmakla birlikte davacıyı çalıştıranın alt işveren olduğu tartışmasızdır. Dava konusu uyuşmazlıkta, davalı belediyece talep edilmesine rağmen dava alt işverene ihbar edilmeyerek yargılamaya devam edilip hüküm kurulması doğru değildir. Davacının gerçek işvereni alt işveren olup, kayıt ve belgelerin alt işverende
bulunduğu gözönünde bulundurulduğunda ihbarın önemi daha da artmaktadır. Somut olayın özelliği itibariyle davanın ihbarı davalı belediyenin hukuki dinlenilme hakkı ile doğrudan ilgili olup, bu husustaki gerekli usuli işlemler yapılmadan karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.