Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/6251 E. 2014/4457 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6251
KARAR NO : 2014/4457
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : İzmir 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2013
NUMARASI : 2009/541-2013/79

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davalı şirkette 2005 yılı Haziran ayından itibaren tarih öğretmeni olarak çalıştığını, haftada 6 gün derse girip bunun dışında etüd ve sınav gözetmeni olarak çalışmakta iken 2009-2010 yılında sözleşmesinin yenilenmediğini, 15 Ağustosta derslere başlaması gerekirken işten çıkarıldığını, istifa dilekçesi vermeye zorlandığını, iş sözleşmesinin haksız yere sonlandırıldığını belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsili talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının yeni iş bulduğunu beyan edip iş sözleşmesi kendisinin sona erdirdiğini, davacının sözleşme gereği 40 saatlik çalışması gerektiğini, bunun altında çalıştığı için fazla mesai alacağı bulunmadığını, ücret alacağı talep edilmediğine göre asgari geçim indirimi alacağının olmadığının kabul edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
Mahkemece, davacının iş sözleşmenin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle davacının kıdem, ihbar tazminatı ve ödendiği ispat edilemeyen asgari geçim indirimi alacakların kabulüne, fazla mesai alacağının reddine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının iş sözleşmesinin belirli süreli kabul edilip edilemeyeceği ve buna göre ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Belirli süreli iş sözleşmesinden söz edilebilmesi için sözleşmenin açık veya örtülü olarak süreye bağlanması ve bunun için objektif nedenlerin varlığı gerekir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesinde, “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.
Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir sebep olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir.
İş ilişkisinin süreye bağlı olarak yapılmadığı hallerde sözleşmenin belirsiz süreli sayılacağı vurgulanarak ana kural ortaya konulmuştur. İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olması asıl, belirli süreli olması istisnadır. Kanunda belirli süreli işlerle, belirli bir işin tamamlanması veya belli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilecektir.
Belirli iş sözleşmesinin varlığının kabulü için hangi durumların objektif neden olarak kabul edilebileceği 4857 sayılı Kanun’un 11. maddesinde örnek kabilinden sayılmıştır: İşin niteliği gereği belirli bir süre devam etmesi, belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması, kanunda gösterilen bu nedenler tahdidi olarak değil; örnek kabilinden verilmiş; benzer hallerde belirli iş sözleşmesi kurulması imkanı açık tutulmuştur. Zira, sözkonusu hükümde açık olarak “..gibi objektif koşullara bağlı olarak” ifadesine yer verilmiştir.
Türk hukuk mevzuatında, belirli iş sözleşmelerinin yapılmasını zorunlu kılan veya buna imkan sağlayan düzenlemeler de bulunmaktadır. 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9. maddesinin 1. fıkrasına göre, kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olmak üzere belirli süreli yapılır. Böylece, iş sözleşmesinin özel okul öğretmenler, müdür ve diğer yöneticileri ile yapılacak iş sözleşmelerinin belirli süreli olması ve bir yıldan az süreli olmaması zorunludur.
4857 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında zincirleme yapılan belirli süreli iş sözleşmelerinin esaslı bir nedene dayanması halinde belirli süreli olma özelliğini koruyacağı; aksi takdirde belirsiz süreli iş sözleşmesi sayılacağı düzenlenmiştir. Belirli süreli iş sözleşmesinin yapılmasının objektif nedeni varsa ve bu neden devam ediyorsa veya yeni bir sebep ortaya çıkmışsa belirli süreli iş sözleşmeleri yenilenebilir şeklinde değerlendirilmelidir. Somut olayda, davacı işçinin, davalı işyerinde öğretmen olarak 23.11.2005-01.07.2009 tarihleri arasında çalıştığı ve davacının yaptığı iş itibarıyla taraflar arasında 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9. maddesine göre belirli süreli iş sözleşmesinin yapılmasını gerektiren yasal sebep bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunun kabulü ile ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 03.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.