Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/6173 E. 2014/4797 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6173
KARAR NO : 2014/4797
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2012
NUMARASI : 2011/451-2012/652

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ücret, genel tatil ve hafta tatili alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine; dönemlere uyularak ödenmelidir. 4857 sayılı Kanun’un 32. maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunu’nun 323. maddesinin 2. fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, mahkemece, davacının çalışma süresinin tamamında mikser şoförü olarak çalıştığının kabulüyle emsal ücret araştırması yapılarak ve bu suretle davacının ücreti tespit edilmiş ise de, mahkemenin bu kabulü dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Dosya içeriğinden, davacının bir dönem mikser şoförü, bir dönem ise kademe sorumlusu olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının, mikser şoförü olarak ve kademe sorumlusu olarak çalıştığı süreler duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, emsal ücret araştırması da davacının değişen görevleri nazara alınarak yapılmalı ve bu suretle davacının ücretinin değişen görevlere göre tespit edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozma sebebidir.
3-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, mahkemece, davacının tüm çalışma dönemi boyunca mikser şoförü olarak görev yaptığı kabul edilerek belirlenen fazla mesai alacağı hüküm altına alınmış ise de, karar bu yönü itibariyle de dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Yukarıda izah edildiği üzere, dosya kapsamından, davacının, bir dönem mikser şoförü bir dönem ise kademe sorumlusu göreviyle çalıştığı anlaşılmaktadır. Buna göre, mahkemece gerekirse tanıklar yeniden dinlenerek davacının mikser şoförü ve kademe sorumlusu olarak çalıştığı dönemler tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, sonucuna göre fazla mesai alacağı gerekirse bilirkişiye yeniden hesaplattırılarak hüküm altına alınmalıdır. Eksik inceleme ile verilen karar isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.