Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/5074 E. 2014/2745 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5074
KARAR NO : 2014/2745
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2013
NUMARASI : 2011/839-2013/185

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işlerinde 1996-2003 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatlarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkiline ait işyerindeki çalışmasını üç ayrı dönem itibari ile kesintili gerçekleştiğini, 21.03.1996- 04.01.2002 tarihleri arasında gerçekleşen ilk çalışma döneminin emeklilik sebebi ile sonlandığı ve bu dönem için hak kazandığı kıdem tazminatının ödendiğini, 05.06.2002-03.02.2003 ve 05.06.2003-17.7.2003 tarihleri arasında gerçekleşen diğer çalışma dönemlerinin ise davacının istifası ile sona erdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davacının istifası ile sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin istifa ile sona erip ermediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya içerisinde mevcut Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile davacının işverene bağlı gerçekleşen çalışma süresinin 21.3.1996- 04.01.2002, 05.06.2002-03.02.2003 ve 05.06.2003-17.7.2003 tarihleri arasında kesintili gerçekleştiği anlaşılmaktadır . Davacı çalışmanın kesintisiz gerçekleştiğini ileri sürmüş ise de bu yönde bir delil ibraz etmemiştir.
Davalı işveren ise 2002 yılında davacının emekli olduğunu, bu dönemde kendisine kıdem tazminatı ödendiğini, emeklilik sonrası gerçekleşen çalışma döneminin ise istifa ile sonlandığını ileri sürmektedir.
Davalı işverence dosya içerisine ibraz edilen 17.07.2003 tarihli el yazısı ile düzenlenmiş istifa dilekçesi içeriği ile davacının özel sebepleri sebebi ile işten ayrılmak isteği beyanında bulunduğu görülmektedir.
Somut olayda istifa dilekçesinin irade sakatlığı sebebi ile imzalatıldığı ispatlanamadığından emeklilik sonrasında gerçekleşen çalışma döneminin istifa ile sona erdiği sabit olmakla birlikte, emeklilik ile sona erdiği kabul edilen ilk çalışma dönemi için davacının hak kazandığı kıdem tazminatının ödendiği işveren tarafından ispat edilememiştir.
Saptanan bu durum karşısında, davacının 04.01.2002 tarihinden emeklilik ile sona eren ilk çalışma dönemi için hak kıdem tazminatı miktarı yönünden davanın kabulüne karar verilmelidir. Bu hususun dikkate alınmaması ve kıdem tazminatı isteminin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.