Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/38295 E. 2014/2168 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/38295
KARAR NO : 2014/2168
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

MAHKEMESİ : Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2012/312-2013/308

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dava, davacının davalıya ait işyerinde iş sözleşmesiyle çalıştığı sürelerde kullandırılmayan yıllık izin ücretilerinin tahsili istemine ilişkindir.
Davalı işveren, davacının mevsimlik işçi statüsünde çalıştığını bu sebeple yıllık izin hakkının doğmayacağım savunmuştur.
Mahkemece işverenin yazısına göre işçilerin geçmiş yıl hizmetlerine göre yapılan intibakları dikate alınarak her yıl için izin hakkı 30 gün kabul edilerek buna göre kullandırılmayan izin sürlerinin karşılığı mahkemece re’sen hesaplanarak izin ücretlerinin davalıdan tahsiline karar verilemiştir.
Uyuşmazlık davalı işyerinde yapılan işin mevsimlik iş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Sözkonusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53/3. maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir.
Somut olayda seri olarak görülen dosyalar içerisinde işçilerin 2011 yılında kadroya geçinceye kadar mevsimlik işçi olarak Köy Hizmetleri Genel Müdürülüğü işçisi olarak çalıştıkalrı konusunda uyuşmalzık bulunmamaktadır. Davacı işçinin davalı işyerinde geçen çalışmalarında yılda onbir ayın üstünde çalıştığı süreler bakımından işçinin dinlenme hakkının varlığını gerektirmektedir. 4857 sayılı Kanun’un 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır. (HGK3.11.2011 gün 2011/9-596 esas 2011/8725 karar)
O halde davacının daimi kadroya geçmeden önceki dönemleri için onbir ay ve üzerinde çalışmasının bulunduğu yıllar bakımından yıllık izin hakkının doğduğu, onbir ayın altında çalışmaların geçtiği yıllar açısından ise yıllık izin hakkının bulunmadığı dikkate alınarak izin alacaklarının hesaplanması gerekir.
Daimi kadroya geçtiği dönem için ise; davacı işçi sendika üyesi olup işyerinde
01.03.2001-28.2.2003 tarihleri arası için uygulanan Toplu İş Sözleşmesi geçici 4. maddesinde 29.10.2000 tarihli protokolle daimi kadroya geçen işçilerin geçmiş parçalı hizmetlerini yıllık izin ücretli izin hesabında dikkate alınacağı ancak bu parçalı dönemler için izin hakkı bulunmadığı düzenlendiğine göre somut olayda işçinin daimi kadroya geçtiği tarihten itibaren izin hakları hesaplanırken geçmiş parçalı hizmet sürelerinin toplanarak toplu iş sözleşmesinde açıklanan kıdemine göre kaç gün izin hakkı bulunduğu her yıl için ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken işyerinin resmi işyeri olması ve işyerinde toplu iş sözleşmesi uygulanmasına rağmen izin sürelemin tüm yıllar için 30 gün kabul edilerek hesap yapılması hatalı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.