Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/38282 E. 2014/1056 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/38282
KARAR NO : 2014/1056
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : İzmir 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2013
NUMARASI : 2012/415-2013/439

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli sebebe dayanılmaksızın feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine, müvekkilinin işe iadesine ve diğer kanuni haklarının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kusurlu davranışı sonucu oluşan zararın davacının otuz günlük ücretini aştığı ve iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi sebebiyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. II-ı bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu hususu düzenlenmiştir.
İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı fesih imkanı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır.Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi farkı bulunmamaktadır. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir. Bu noktada zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin otuz günlük ücretinin brüt ya da net ücret olduğu noktasında 4857 sayılı Kanun’da herhangi bir açıklık olmasa da, bu durumda işçi lehine yorum ilkesi uyarınca bürüt ücretin esas alınması gerekir.
Otuz gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin otuz katı tutarı dikkate alınmalıdır. Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir.
Zararın otuz günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar ve işçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş oluşunun da feshe hakkını olumsuz etkileyen bir yönü bulunmamaktadır.
4857 sayılı Kanun’un 26. maddesi yönünden bir yıllık hak düşürücü süre zarara sebep olan olayın oluşumundan başlar. Ancak altı işgünlük ikinci süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından bu durumun feshe yetkili makama iletilmesiyle işlemeye başlayacaktır. Zarar miktarının belirlenmesi bazen uzun zaman alabilir ve fesih hakkının kullanılması bakımından zarar miktarının belirlenmesi ve işçinin ücreti ile kıyaslanması zorunluluğu vardır.
Dosya içeriğinden, 10.08.2010 tarihinden beri işyerinin üretim bölümünde çalışan davacının iş sözleşmesinin, 19.09.2012 tarihli fesih bildirimi ile satış fiyatı 1.284 euro olan iki adet mesnetin davacının dikkatsizliği sonucu hurda olduğu ve zararın otuz günlük ücretini aştığı gerekçesiyle 4857 sayılı Kanun’un 25/II-ı maddesince feshedildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının sebebiyet verdiği zarar miktarının otuz günlük ücreti tutarının altında olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, mesnetlerin rayiç değerinin esas alınması gerekirken, hurda değer üzerinden değerlendirme yapılması hatalıdır. Mahkemece yapılacak iş, iş güvenliği konusunda uzman teknik bilirkişi heyeti aracılığıyla ve gerekirse bilirkişilere yerinde inceleme yapma yetkisi verilmek suretiyle, tarafların kusur durumunun ve zarar miktarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenerek toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra haklı feshin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, haklı fesih ağırlığında değilse bile eylemin geçerli sebep teşkil edip etmediği tartışılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.