Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/38022 E. 2014/1301 K. 03.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/38022
KARAR NO : 2014/1301
KARAR TARİHİ : 03.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2013
NUMARASI : 2012/1257-2013/975

Hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, iş sözleşmesinin geçerli bir sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süreye ilişkin ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, fesih bildiriminin yazılı yapılmadığı, fesih sebebinin açık ve kesin olarak gösterilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Taraflar arasında davalı işverene yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.
Yargılama sırasında yapılan tebliğlerle ilgili tebliğ mazbatalarının ve ilgili diğer belgelerin dosyaya konulması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve bu Kanunun uygulanması için çıkarılan Tüzük hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hâkim kendiliğinden denetlemelidir. 19.01.2011 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun ile Tebligat Kanununda esaslı değişiklikler yapılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/21-866 esas, 2011/752 karar sayılı kararında; “…… 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Tüzüğü’nün 17. ve 18. maddelerinde tüzel kişilere tebligatın yapılma usulü” açıklanmış; Hukuk Genel Kurulunun 04.04.2007 tarihli ve 2007/12-200 esas, 2007/187 karar, 30.12.2009 tarihli ve 2009/12-563 esas, 2009/600 karar ile 13.05.2009 tarihli ve 2009/12-184 esas, 2009/187 karar sayılı ilamlarında da aynı husus vurgulanmıştır.
Dosya içeriğine göre davalıya yasada öngörülen usule uygun şekilde tebligat yapılmadığı anlaşılmaktadır. Yasaya uygun tebligat yapılmadan, dolayısıyla taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp karar verilmesi usule aykırı olduğundan hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.