YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/37564
KARAR NO : 2014/158
KARAR TARİHİ : 14.01.2014
MAHKEMESİ : Konya 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2013/242-2013/628
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait işyerinde 19.01.2002-19.02.2010 tarihleri arasında çalıştığını, işyerinde fazla çalışma yapmasına rağmen bu çalışma karşılığı ücret alacaklarının ödenmemesi sebebi ile iş sözleşmesini haklı sebebe dayalı feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücret alacağının tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının 05.02.2010 tarihli dilekçesi ile emeklilik sebebi ile işten ayrıldığını bildirdiğini, belirtilen bu fesih sebebi ile bağlı olduğunu, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, 08.12.2011 tarih 2010/504 esas, 2011/607 karar sayılı ilam ile davacının emekli olacağına ilişkin dilekçeyi davalı işverene verdikten üç gün sonra bir başka işyerinde çalışmaya başladığı, bu sebeple iş sözleşmesinin emeklilik sebebi ile feshedildiğinin kabul edilmeyeceği, davacının fazla çalışma iddiasını tanık beyanları ile ispatladığı gerekçesiyle kıdem tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda; Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 20.12.2010 tarihli ve 2012/3673 esas, 2013/2597 karar sayılı ilamı ile ”Davacının temyiz itirazları yönünden; yasa ile tanınmış emeklilik nedeni ile fesih hakkının kullanması ile birlikte kıdem tazminatına hak kazanılacağının kabulü gerekir. İşçinin hangi amaçla bu hakkı kullandığı, kıdem tazminatına hak kazanması açısından önem arz etmemektedir. Bu nedenle davacının kıdem tazminatı isteminin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir. Davalının temyiz itirazları yönünden ise; taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde fazla çalışma ücretlerinin aylık ücrete dahil olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda davacı ancak yılda 270 saati aşan fazla çalışma süresi yönünden ücret talep edebilecektir. Hükme esas alman bilirkişi raporunda , bu husus dikkate alınmaksızın hesaplama yapılmıştır .”gerekçesiyle karar bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yapılan yargılama sonrasında 02.102.2013 tarihli 2013/242 esas ve 2013/628 karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür .Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta ; hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda ,haftada kaç gün ve hangi saatler arasındaki çalışmanın esas alındığı belirtilmeksizin, haftada oniki saatlik fazla çalışma süresi üzerinden hesaplama yapılması denetime elverişsiz ve hatalıdır. Eksik incelemeye dayalı karar verilmesi isabetsiz olup bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.